Asgari ücrete ek zam geliyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan, milyonların beklediği asgari ücret zammı konusunda açıklama yaptı. Erdoğan, "Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımızdan işveren tarafıyla görüşülerek asgari ücretin yeniden değerlendirilmesini istedim. İnşallah en kısa sürede bu konuda müjdeli bir haberi, işçilerimizle, emekçilerimizle paylaşmayı umut ediyoruz" şeklinde konuştu.

Asgari ücrete ek zam geliyor
27 Haziran 2022 - 22:48
Kabine toplantısı, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında bugün gerçekleştirildi.

NATO Liderler Zirvesi, asgari ücrete yapılması planlanan zam, Kurban Bayramı tatili süresinin 9 gün olup olmayacağı ve Marmaris yangını, toplantının ana gündem maddelerini oluşturdu.

Toplantının ardından kameraların karşısına geçerek basın açıklaması yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

* “Terör, göç, savaş, ekonomik ve sosyal krizler gibi hayati sınamalardan geçen bölgede EFES-2022 Tatbikatı dosta güven, düşmanlara korku veren bir program olarak başarıyla icra edildi. Türkiye, dünyanın terörle mücadele tecrübesi en eski ve etkili ülkelerinin başında geliyor.

“SİYASİ VE İNSANİ KRİZLERİN YÜKÜNÜ EN FAZLA TAŞIYAN ÜLKEYİZ”

* Vatan topraklarının dört bir yanında yaşanan çatışmaların ve hırsı boyunu aşan yönetimlerin yol açtığı siyasi, insani krizlerin yükünü en fazla taşıyan ülke Türkiye. Gerek terörle mücadelede gerek bölgesel krizler konusunda tehditleri kaynağında ortadan kaldırma üzerine kurulu milli güvenlik ve savunma konseptini başarıyla uyguluyoruz. Sınır ötesi harekatlarımızla, dost ve kardeş ülkelere verdiğimiz desteklerle uluslararası platformlarda terörle mücadele ve insani hassasiyet üzerine inşa ettiğimiz ilkeli duruşumuzla farkımızı her alanda gösteriyoruz.

* Türkiye’yi bir yandan terör koridoru ile diğer yandan kışkırtılan ve donatılan kimi ülkeler vasıtasıyla kuşatma girişimlerini akamete uğrattık, uğratmayı sürdüreceğiz. Ülkemizin güvenlik kaygılarına, insani duyarlılıklarına ve kalkınma hedeflerine saygı duymayan hiçbir yapının sahip olduğumuz güç ve imkanlardan faydalanma hakkı olmayacağını her fırsatta ifade ediyoruz. Rusya-Ukrayna savaşı bir kez daha göstermiştir ki kendi vizyonu, hedefi, projesi bulunmayan ülkelerin işi çok zordur.

* Kendi teorilerini, kendi kriterlerini, kendi pratiklerini inkar pahasına ülkemize yüklenenlerin karın ağrılarının sebebi işte budur. Bize yöneltilen tenkitlerin eksiklerimizden veya hatalarımızdan değil, Türkiye’nin uluslararası taahhütlerine bağlı kalarak kendi belirlediği istikamette yürümesinden kaynaklandığını biliyoruz. Dikkatimizi dağıtarak bizi hedeflerimizden uzaklaştırma, enerjimizi boşa harcama, birlik ve beraberliğimizi bozma çabalarının beyhude olduğunun altını tekrar çiziyorum.

* Son 2 asırda nice sınamaları ağır bedellerle geride bırakan bir ülke ve toplum olarak yaşadıklarından çıkardıkları dersler ışığında tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet ilkelerine sıkı sıkıya sahip çıkarak azimle yolumuza devam edeceğiz.

SURİYE’YE YENİ HAREKAT MESAJI

* Tıpkı vesayet ve darbe güçleri ile mücadelemiz gibi, tıpkı terör örgütlerinin başını inlerinde ezdiğimiz sınır ötesi harekatlarımız gibi, tıpkı bölgemizdeki savaşlar ve krizler konusunda sergilediğimiz dengeli, tutarlı, vicdani tavır gibi, tıpkı demokrasimize, vatanımıza, istiklalimize ve istikbalimize yönelik saldırılar karşısında gerektiğinde canımız pahasına ortaya koyduğumuz dirayetli duruş gibi, siyasi ekonomik ve askeri tüm kabiliyetlerimizi 2023 hedeflerimizi gerçekleştirmek ve 2053 vizyonumuzu hayata geçirmek için kullanmayı sürdüreceğimizden kimsenin şüphesi olmasın.

* Irak sınırını teröristlerin saldırılarından kalıcı olarak kurtaracak operasyonlar başarıyla sürüyor.

* Suriye sınırımızda oluşturmaya başladığımız güvenlik koridorunun eksiklerini tamamlamayla ilgili hazırlıklarımız biter bitmez orada da yeni harekatlara başlayacağız. Akdeniz ve Ege’deki haklarımızı korumaya yönelik gereken tüm adımları atmakta asla çekinmedik, çekinmeyeceğiz.

* Pek çok farklı coğrafyada hem ülkemizin çıkarlarını savunmak hem dost ve kardeşlerimize destek olmak için yürüttüğümüz faaliyetlere devam ediyoruz. EFES-2022 Tatbikatı işte bu tablonun askeri boyutunu temsil eden bir örnek olarak başarıyla sonuçlandırılmıştır. Türk Silahlı Kuvvetlerimizin kara, deniz, hava unsurlarının tamamına, hazırlık çalışmalarında ve icra ettikleri faaliyetlerde başarılar diliyorum. Rabb’imden kahraman Mehmetçiğimizi ve tüm güvenlik güçlerimizi daima korumasını ve esirgemesini niyaz ediyorum.

* Günümüzde savaşların sadece muharebe meydanlarında değil, aynı zamanda sanayiden teknolojiye, finanstan sanat ve spora kadar her alanda veriliyor, bu anlayışla 10 Haziran’da Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Kampüsü Bilim ve Teknoloji Binası’nın açılış törenine iştirak ettik. Milli Teknoloji hamlesi vizyonunun önemli bir parçası olarak gördüğümüz araştırma geliştirme faaliyetlerindeki kapasiteyi bir adım daha öteye taşıyacak derin teknoloji üssü hayırlı olmasını diliyorum.

“BİR AN ÖNCE İNSANLARIMIZIN HİZMETİNE SUNULMASINI SABIRSIZLIKLA BEKLİYORUZ”

* Aynı gün katıldığımız Türk Dünyası Belediyeler Birliği Genel Kurulu’nda artık 1200 üyeli kocaman bir aile haline gelen birliğimizin Balkanlar’dan Orta Asya’ya kadar uzanan geniş bir coğrafyada kurduğu kardeşlik köprüsüne tekrar şahitlik etmekten memnuniyet duyduk. Toplu açılış töreni vesilesiyle 11 Haziran’da gittiğimiz Van’da depremin ardından adeta yeniden inşa ettiğimiz şehrin üzerindeki terör gölgesinin kalkmasıyla nasıl şahlandığını görme imkanı bulduk.

* Vanlı kardeşlerimizle hasret giderirken bölgenin lokomotif şehrini gelecekte daha ileriye nasıl taşıyacağımızın ahitleşmesini de yaptık. Türkiye Ekonomi Programımızın temel sütunlarından biri olan ihracatımızdaki gelişmeleri 13 Haziran’da katıldığımız Türkiye İhracatçılar Meclisi Toplantısı’nda sektör mensupları ile tekrar değerlendirdik.

*İhracatçılarımızın coşkusu bize hem doğru yolda ilerlediğimizi hem de ülkemizin önündeki aydınlık geleceğe adım adım yaklaştığımızı gösterdi. Yıllık 243 milyar dolarlık ihracat rakamına ulaşan iş dünyamızı bir kez daha tebrik ediyor, Allah gayretlerini arttırsın diyorum.

* Aynı gün Filyos’ta Karadeniz’de keşfedilen gazın kritik aşamalarından biri olan ilk boru indirme ve kaynak törenine katıldık. Türkiye’nin enerji konusundaki bu en önemli atılımının bir an önce insanlarımızın hizmetine sunulmasını sabırsızlıkla bekliyoruz.

* 14 Haziran’da Türkiye’nin uydu projelerinde yeni bir safha olan TÜRSAT 5B uydusunun hizmete alma töreninde uzay çalışmaları gözden geçirildi. Bundan sonra uzaya gönderilecek uydular, yerli ve milli çalışmaların ürünleri olacak.

* Dünyayı tehdit eden iklim değişikliği konusunda 17 Haziran’da gerçekleştirilen, çok sayıda devlet ve hükümet başkanının yer aldığı uluslararası foruma çevrim içi katıldık. Bu forumda Türkiye’nin yaklaşımlarını anlatma imkanı bulduk.

* Ukrayna-Rusya savaşından NATO Zirvesi hazırlıklarına kadar geniş bir alanda çok sayıda ülke ve uluslararası kuruluş yöneticisiyle telefon görüşmeleri yaptık. Marmaris’teki orman yangınını da yakından takip ettik.

* Yaşanan afetin bir an önce sona ermesi için tüm imkanların kullanılması sağlandık. Tarım ve Orman Bakanım Vahit Kirişci ve İçişleri Bakanım Süleyman Soylu, ekipleriyle, kendilerine bağlı birimlerle 5 gün süresince yoğun bir çalışma ortaya koydu, çalışmalar uyumla gerçekleştirildi. Yangın nedeniyle 5 bin hektarı aşkın alanda çok sayıda ağaç yandı. Herhangi bir ölüm ya da yaralanma olayının yaşanmaması teselli kaynağımız oldu. Bölgede yoğun bir şekilde ağaçlandırma çalışmaları yapılacak, oluşan zararın giderilmesinin yolları aranacak.

MUHALEFETE TEPKİ

* Yoğun bir şekilde halkımızla, devletin kurumlarıyla, sivil toplum kuruluşlarımızla bu çalışmayı yaparak nasıl ki daha önce yine Muğla’da, Antalya’da, İzmir’de bunları yaşadık, şimdi tekrar burada aynı çalışmayı yaparak inşallah yine yeşilimize kavuşacağız. Millete hizmet, ülkeye hizmet derdi olmayanların gökyüzünde helikopter arayışı gibi, uçak arayışı gibi bu tür zavallılarla bu ülkede siyaset yapılmaz.

* Biz işimizi biliyoruz, işimizin gereği neyse onu yapıyoruz ve gece gündüz demeden bütün itfaiyecilerimizle, silahlı kuvvetlerimizin mensuplarıyla, sivil toplum kuruluşlarımızla bu çalışmaları yürüterek yangına 13’ü uçak, 44’ü helikopter, 3’ü insansız hava aracı olmak üzere toplam 60 hava aracı, 613 arazöz ve su ikmal aracı, 203 iş makinesi, 5 bin 700’e yakın personel, 2 bin 100’ün üzerinde gönüllüden oluşan bir ekiple müdahale edilmiştir Bay Kemal. Yavruların da var, ortakların da var, onlar da ne yapıldığını böylece tekrar duymuş olsunlar.

* Sabotaj sonucu çıktığı belirlenen yangında zarar gören 5 bin 142 hektar alan fidan dikilmek suretiyle yeniden ihya edilecektir. Dikkat et, Muğla’da Büyükşehir Belediyesi sende. Acaba ne yaptınız? Ne gibi bir çalışma ortaya koydunuz? Büyükşehir Belediyelerinin itfaiyesi yok mu? Onlar ne iş yaptılar? Ama bizler ‘Burası CHP belediyesidir’ demedik.

* Bakanlarımla, tüm ekiplerle, atılması gereken adımlar yangın bölgesinde yerinde atıldı. Bundan sonra da yine aynı şekilde adımlar atmaya devam edeceğiz.

İSPANYA’DAKİ NATO ZİRVESİ

* Yarın İspanya’ya NATO Zirvesi’ne gidecek, ülkemizin hak ve menfaatleri doğrultusunda ne gerekiyorsa onu yapacağız. Özellikle PKK, YPG, FETÖ gibi terör örgütleri konusunda sergilenen riyakarlıkları muhataplarımızın yüzlerine belgeleriyle, bilgileriyle, görüntüleriyle ifade edeceğiz. Bu tablo değişmeden Türkiye’den farklı bir tavır beklenmesinin mümkün olmayacağını da açıkça söyleyeceğiz.

* Cuma günü Denizcilik Zirvesi’ne ve Milli Savunma Üniversitesi’nin mezuniyet törenine katılacağız, cumartesi günü de Bursa’da vatandaşlarla bir araya geleceğiz.

“KARADENİZ VE AKDENİZ’DEKİ FAALİYETLERİMİZİ KESİNTİSİZ ŞEKİLDE SÜRDÜRMEKTE KARARLIYIZ”

* Covid-19 salgınıyla başlayan Rusya-Ukrayna savaşıyla genişleyerek devam eden küresel krizin en çok etkilediği alanların başında enerji geliyor. Türkiye, kimi ülkeler gibi kendisine yetecek ve çok büyük gelir elde etmesini sağlayacak enerji kaynaklarına sahip değildir. Sahip olunan sınırlı kaynaklar en verimli şekilde kullanılmaya çalışılıyor, yerli ve yenilenebilir enerji sistemlerine ciddi yatırımlar yapılıyor.

* Karadeniz gazı, 540 milyar metreküplük rezerv miktarının ve 100 milyarlarca dolarlık ekonomik değerinin ötesinde ülkemiz için bir umut ve moral kaynağı olmuştur. Yeni kaynaklar bulabilmek için 4 sondaj ve 2 sismik arama gemisiyle hem Karadeniz hem de Akdeniz’deki faaliyetlerimizi kesintisiz şekilde sürdürmekte kararlıyız.

* Yerin altında ve üstünde ne varsa, azlığına çokluğuna bakmadan milletimizin emrine vermek istiyoruz. Nitekim bu gayretlerimiz neticesinde son 5 yılda ülkemizin yurt içi petrol üretimini günlük 37 bin varilden 60 bin varile yükseltmeyi başardık. Bu çerçevede son dönemde Adana’da petrol arama çalışması yaptığımız iki kuyuda yüksek kaliteli petrol bulduk. Birisi 425 metre, diğeri 358 metre derinlikte elde ettiğimiz ekonomik değere sahip petrolün rezerv değeri yaklaşık 1 milyar dolar olarak hesaplanmıştır. Aynı sahada 8 yeni kuyu daha açarak toplam 10 kuyuda üretime geçecek şekilde hazırlıklarımızı sürdürüyoruz.

* Küresel maden üretiminin düştüğü Covid-19 döneminde ülkemiz, yıllık 6 milyar dolarlık maden ihracatıyla krizden pozitif yönde ayrışan ülkeler arasında yer aldı. Bu olumlu tablo karşısında hedef yükselterek madenlerin katma değerli uç ürünler olarak ihracı konusuna odaklanıldı. Yüksek teknolojili ürünlerin temel bileşenleri olan nadir elementlerin üretimini de ilk öncelik olarak belirledik.

“MADENLERİN ÜRETİMİ VE NİHAİ ÜRÜNE DÖNÜŞTÜRÜLMESİ HUSUSUNDA YENİ BİR ADIM ATIYORUZ”

* Bilindiği gibi halihazırda dünyadaki nadir elementlerin üretimi ve bunların nihai ürüne dönüştürülmesi çalışmalarının yüzde 95’i Çin’de gerçekleştirilmektedir. Son dönemdeki gelişmeler sebebiyle bu ürünlerin üretimi ve tedarikinde sorunlar çıkmış, fiyatlarında da fahiş artışlar yaşanmıştır. Teknoloji bağımsızlığının ayrılmaz bir parçası olan madenlerin üretimi ve nihai ürüne dönüştürülmesi hususunda yeni bir adım atıyoruz.

* Geçmişte türlü kampanyalarla, türlü engellemelerle, türlü zorluklarla ülkemizin dışında tutulduğu bu alana artık güçlü bir şekilde girmenin vaktinin geldiğine inanıyoruz. Ülkemizin önemli nadir element sahalarından Eskişehir Beylikova, dünyanın Çin’den sonraki ikinci büyük rezerv alanıdır. Şimdi burada ilk etapta yıllık 1200 ton cevher işleyecek bir üretim tesisi kuruyoruz.

* Deneme üretimi sonuçlarının ardından endüstriyel tesis yatırımına hemen başlıyoruz. Amacımız tesis tam kapasiteye ulaştığında burada yıllık 570 bin ton cevher işleyerek 10 bin ton nadir toprak oksitleri, 72 bin ton barit, 70 bin ton florit ve 250 ton toryum üretimi gerçekleştirmektir. Türkiye’nin 2053 vizyonu bakımından hayati öneme sahip bu projenin, şimdiden ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.

* Akdeniz’deki petrol arama çalışmalarına karşı çıkan ve Karadeniz’de keşfettiğimiz gaza burun kıvıranlar, Adana’daki kuyulardan da Beylikova’daki maden işleme tesisinden de rahatsız olacak. Artık kusura bakmasınlar. Biz yerin altını ve üstünü arayacağız, madenleri bulacağız, çıkartacağız ve insanımızın hizmetine sunmayı sürdüreceğiz. Potansiyelimizi harekete geçirdiğimiz her konuda, her sektörde, her üründe dünyada öne çıkabildiğimizi sayısız tecrübeyle biliyoruz. Enerji alanında da adım adım bu safhaya ulaşacağımıza yürekten inanıyorum.

“EKONOMİ PROGRAMIMIZI SÜRDÜRECEĞİZ”

* Küresel ekonomide yaşanan dalgalanma, emtia fiyatlarındaki artıştan üretim ve tedarik zincirlerindeki kırılmaya kadar tüm boyutlarıyla etkisini sürdürüyor. Türkiye geçen 20 yılda kurduğu güçlü altyapı üzerinde bu krizi fırsata çevirmek için tüm imkanlarını seferber etti.

* Türkiye’yi, başlattığı demokrasi ve kalkınma devrimi rayından çıkartarak yeniden eski istikrarsızlık ve güvensizlik iklimine sokma gayretleri ise hız kesmeden devam ediyor. Başta Gezi olayları olmak üzere son 9 yılda yaşanan her hadise bu doğrultuda başlatılmış ve alevlendirilmiş birer projedir.

* Bugün bir yandan küresel krizi yeni bir kalkınma hamlesinin kaldıracı haline dönüştürmenin, bir yandan da maruz kaldığımız oyunların ve saldırıların etkilerini elimine etmenin gayreti içindeyiz. Alenen ekonomimizi mahvetme tehditlerinden gizli, açık nice ambargolara, içeriden ve dışarıdan önümüze kurulan tuzaklara kadar uzanan bu zorlu sürece rağmen hamdolsun ülkemize diz çöktüremediler.

* Yatırım, istihdam, üretim, ihracat, cari fazla üzerine kurulu Türkiye ekonomi programını, tüm sabotaj ve direnişlere rağmen uygulamayı sürdüreceğiz. İstihdam, ihracat, üretim tarihimizin en yüksek seviyelerine çıkmıştır. Büyüme, kesintisiz devam ediyor. Enerji ve altın hariç cari fazla veren bir ticaret dengemiz var. Turizm toparlandı, tarımda iyi bir sezon yaşanıyor, sanayimiz harıl harıl çalışıyor.

“TÜRKİYE’NİN ÜZERİNE ADETA BETON DÖKMEYE ÇALIŞMASINI ESEFLE TAKİP EDİYORUZ”

* Bilhassa savunma sanayimiz dünyada rüştünü ispat etmiş bir şekilde katlanarak gelişiyor. Konut ve otomotiv sektörleri adeta yok satıyor. Tüm bunlar doğru istikamette gittiğimizi gösteriyor. Amerika ve Avrupa dahil dünyanın pek çok ülkesinin finansal dengeleri yerle yeksan iken bir kısım mandacı siyasetçi ve iktisatçı taifesinin Türkiye’nin üzerine adeta beton dökmeye çalışmasını esefle takip ediyoruz.

* Bu mandacı siyasetçi ve iktisatçı güruh aslında tespitlerini değil, temennilerini dile getiriyor. Geçmişteki krizleri beşinci kol faaliyeti ile ülkemizin burnunu sürtme aracı olarak kullananlar, bugün aynısını yapamadıkları için giderek daha çok hırçınlaşıyor. Yalan, iftira ve çarpıtma üzerine kurulu kampanyalarda kullanılan kimi doğru malzemeler, niyetin ve ortaya çıkan fotoğrafın kötülüğünü değiştirmiyor.

* Ülke ve milletim özellikle bu süreçte bilsinler ki her ne kadar bedeller ödediysek, ödemeye devam ediyorsak bu ilanihaye sürmeyecektir. Bu bedellerin bir kısmını terörle mücadelede, sınırlarımızın tacizinde, 15 Temmuz’da canımızla kanımızla zaten ödedik. Bu bedellerin bir kısmını uluslararası alanda yalnız bırakılarak, tecride maruz kalarak ödedik. Bazı bedelleri de kur, faiz, enflasyon üçgeni üzerinden yürütülen ekonomik dalgalanmalarla ödedik.

“MİLLETİMİZDEN BİRAZ DAHA SABIR BEKLİYORUZ”

* Salgın ve savaş gibi olumsuz küresel faktörler ekonomide ödenen bedellerin yükünü daha da artırdı. Ancak gelişmeler öyle bir noktaya geldi ki bize tuzak kuranların çoğu, bizden daha ağır ekonomik ve sosyal bedeller ödeyecek duruma düştüler. Tabii sistemin kavramlarını ve kurallarını koyanlar, kendi sıkıntılarını gizlemenin yollarını da buluyorlar.

* Ama dünyayı takip eden akıl ve vicdan sahibi herkes, yaşananları ve işin nereye gittiğini anlıyor, görüyor, biliyor. Biz kendimizi asla kötü ile mukayese etmiyoruz. Çünkü bizim vazifemiz milletimize en iyisini vermektir. Bizim için önemli olan Türkiye’nin ne durumda olduğudur, milletimizin neler yaşadığıdır, insanlarımızın hangi sıkıntıları çektiği, hangi çözüm beklentileri içinde olduğudur.

* Son olarak geçen yılın aralık ayında ortaya çıkan kur dalgalanması ve ardından enflasyonda yaşanan ciddi yükseliş herkesin canını sıktı. Her ne kadar aldığımız tedbirlerle sistemi yeniden dengeye oturtmuş olsak da özellikle enflasyondaki yükselişin yükünü bir müddet daha omuzlamak durumunda kalacağımız açıktır.

* ‘Men sabera zafera’ anlayışıyla milletimizden biraz daha sabır bekliyoruz. İnşallah 2023’ün şubat, mart aylarından itibaren enflasyonu yeniden makul ve hızla daha da aşağılara indirebileceğimiz bir seviyeye çekmiş olacağız. Bu noktaya ulaştıktan sonra işimiz daha kolaydır.

“EK BÜTÇE İHTİYACINI ORTAYA ÇIKARDI”

* Bu süreçte Cumhurbaşkanı ve kabinemiz olarak kamu hizmetlerinin, ücretlilerin ve dar gelirlilerin hayatlarının, istihdam ve üretim faaliyetlerinin belli bir seviyenin altına düşmemesi için çalıştık ve tedbirler aldık. Aldığımız tedbirlerden biri de Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülmekte olan ek bütçe teklifimizdir. Bilindiği gibi 2022 bütçesi, hazırlıkları 2021 yılı eylül ayında başlayan ve aralık ayında kanunlaşan bir dönemin ürünüdür.

* Geçtiğimiz yılın son aylarına doğru küresel tedarik sisteminde yaşanan tıkanıklık ile aralık ayında döviz kurunda ortaya çıkan dalgalanmaya bağlı gelişmeler, bütçenin yeniden değerlendirilmesini ve ek bir bütçe ile tahkimini zorunlu hale getirmiştir. Esasen her dönemde olduğu gibi bu yıl da bütçe disiplinine önem veren bir hükümet olarak temel göstergelerde bir sıkıntıya meydan vermedik. Ancak yüksek enflasyonun gelir ve gider rakamlarında yol açtığı değişkenlik, ek bütçe ihtiyacını ortaya çıkarmıştır.

* Mecliste görüşülmekte olan ek bütçede, giderlerin 880 milyar lira, gelirlerin ise 1 trilyon 80 milyar lira artırılması öngörülüyor. Yaptığımız düzenlemelerle vazgeçtiğimiz 241 milyar liralık vergi gelirine rağmen, ek bütçede gelirler kaleminde 200 milyar liralık bir artış olmaktadır. Böylece yılbaşında öngörülen bütçe açığı 278 milyar liradan 78 milyar liraya düşmekte, bir başka ifadeyle kamunun borçlanma ihtiyacı azalmaktadır. Bu performansın herhangi bir ek vergi konmadan veya vergi oranları artırılmadan sağlandığına da özellikle dikkat çekmek istiyorum.

* Hâlâ faiz ödemelerini dillerine dolayanların gerçek niyetlerini ise küçük bir örnekle kamuoyunun takdirine sunmakta fayda görüyorum. Hükümete geldiğimiz 2002 yılında toplanan her 100 liranın 86 lirası faize gidiyordu. Bugün toplanan her 100 liranın 15 lirası faiz ödemesinde kullanılmaktadır. Hatta ek bütçede bu oran yüzde 8,3’e gerilemektedir. Hakikat budur, gerisi lafügüzaf, gerisi lafla peynir gemisi yürütme çabasıdır, gerisi kuyruklu yalanlarla insanları kandırma gayretidir.

* Hülasaten ek bütçenin 217 milyar lirası personel ödemeleri, 154 milyar lirası Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılacak transferler, 134 milyar lirası vatandaşlarımıza daha uygun fiyatla verilecek elektrik ve doğal gaz giderleri, 105 milyar lirası stratejik yatırımların hızla tamamlanabilmesi, 103 milyar lirası mahalli idarelerin desteklenmesi, 45 milyar lirası dezavantajlı kesimlere yapılacak yardımlar, 37 milyar lirası tarımsal destekler için kullanılacaktır.

ASGARİ ÜCRET MESAJI: YENİDEN DEĞERLENDİRİLMESİNİ İSTEDİM

* Ülkemizdeki hiçbir kesimi enflasyona ezdirmeme sözümüzü yerine getirmek için her fırsatı değerlendiriyor, her imkanı harekete geçiriyoruz. Geçtiğimiz ocak ayında asgari ücretin yüzde 50,5 oranında artışından, kamu personeli ve emeklilerinin maaşlarının bir önceki yılın enflasyon oranı üzerinde yükseltilmesine kadar pek çok adım atılmıştır. Asgari ücret artırılırken işverenlerin omuzlarındaki kimi vergileri de kaldırarak adil bir yük paylaşımı yapmıştık.

* Enflasyondaki yükselişin sürmesi bu artışların yetersiz kalmasına yol açtı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımızdan işveren tarafıyla görüşülerek asgari ücretin yeniden değerlendirilmesini istedim. Asgari ücret artışı yapılırken bakanlığımız özellikle belli sayıya kadar personel çalıştıran işverenleri gözetecek bir yöntem de geliştirecektir. Böylece yapılan artışın istihdamda herhangi bir olumsuz etkiye yol açmasına da meydan verilmeyecektir.

* İnşallah en kısa sürede bu konuda müjdeli bir haberi işçilerimizle emekçilerimizle paylaşmayı umut ediyoruz. Kamu çalışanlarına ve emeklilerimize enflasyon farklarını zaten vereceğiz. Bu düzenlemenin kamu çalışanları ve emekçileri yanında 13,7 milyon emeklimizin tamamını kapsadığının altını özellikle çizmek istiyorum. Amacımız enflasyon oranı kaç olursa olsun hiçbir çalışanımızın ve emeklimizin hayat pahalılığının altında ezilmesine müsaade etmemektir.

“NATO GÖRÜŞMELERİNDEN DÖNER DÖNMEZ PAYLAŞMA FIRSATI BULACAĞIZ”

* Detaylarını bilahare açıklayacağımız bu artışların şimdiden çalışanlara ve emeklilere hayırlı olmasını diliyorum. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanım Vedat Bilgin, süratle Asgari Ücret Tespit Komisyonuyla bir araya gelecek ve bu çalışmayı da bu hafta sonuna varmadan bitirecektir. Ardından da NATO görüşmelerinden döner dönmez bunu milletimle, tüm işçilerimizle, emekçilerimizle inşallah paylaşma fırsatını bulacağız.

* Yılbaşında da gelişmelere uygun şekilde çalışanların ve emeklilerin ücretlerini tekrar gözden geçireceğiz ve günün şartlarına göre ne yapılması gerekiyorsa onu da kendilerine vereceğiz.

* Temmuz ayı memur maaşları Kurban Bayramı öncesinde 8 Temmuz’da zamlı haliyle ödenecek. Türkiye büyürken, gelişirken, güçlenirken, 85 milyon vatandaşımızın bilaistisna her birinin buradan payına düşeni almasını temin etmek boynumuzun borcudur. Milletimiz bizi bunun için Cumhurbaşkanı yapmış, bunun için ülkeyi yönetme yetkisini ve sorumluluğunu bize emanet etmiştir. Bu emanetin gereğini yerine getirmek için arkadaşlarımızla birlikte gece gündüz çalışıyoruz.

* Bölgedeki ve dünyadaki tüm gelişmeleri takip ediyor, milletimize fayda getirecek her hususun üzerine gidiyoruz. Her imkanı ülkemize yönlendiriyoruz. Yeni yatırımlarla, yeni fırsatlarla ve yeni finansman kaynaklarıyla istihdamı ve üretimi destekliyor, ihracatçılarımızı özellikle pazarlarını büyütmeleri konusunda teşvik ediyoruz. Bize ancak mücadele ederek, çalışarak, üreterek alın teri, hatta yeri geldiğinde kanımızı dökerek kazanmak vardır.

* Bize yan gelip yatmak yoktur. Dünyada başı dik gezebilmenin tek yolu budur. Türkiye’yi yeniden birilerinin peyki haline dönüştürmek, yeniden boyun büken, el açan bir ülke haline getirmek isteyenler için bu mücadele bir anlam ifade etmiyor olabilir ama milletimiz bizim ne yaptığımızı, nereye varmak istediğimizi, bunun için hangi mücadeleleri verdiğimizi gayet iyi biliyor. Gayret bizden, tevfik Allah’tandır.

“YURTLAR ÜCRETSİZ KONAKLAMALARA AÇIK OLACAK”

* Okulların tatil olmasıyla birlikte gençlerin yaz aylarını verimli şekilde değerlendirmelerine katkı sağlayacağına inandığımız iki uygulamayı başlattığımızın müjdesini vermek istiyorum.

* İlk olarak Gençlik ve Spor Bakanlığına bağlı spor okulları 81 ilin tamamında 5-18 yaş arasındaki çocuklara hizmet verecek şekilde açık olacak. Yüzmeden tenise, eskrimden güreşe, jimnastikten judoya kadar sporun her branşında faaliyet gösteren bu okullarımızdan geçtiğimiz yıl 2 milyon 745 bin evladımız istifade etmişti. Bu yıl spor okullarımızda 4 milyon 100 bin evladımızı sporla buluşturmak için hazırlıklarımızı tamamladık. Tüm çocuklarımızı ve gençlerimizi spor okullarımıza davet ediyoruz.

* Gençlere bir diğer müjdemiz de yaz aylarında gönüllerince seyahat edebilmelerine imkan sağlayacak bir kolaylıkla ilgilidir. Yine 81 ilimizin tamamında belirlenen yurtlarımız 15 Temmuz-1 Eylül tarihleri arasında 18-25 yaş arası evlatlarımızın ücretsiz konaklamalarına açık olacaktır. Rezervasyonla bu yurtlardaki konaklama imkanlarından faydalanacak gençlerimizin, ülkemizi rahatça gezmelerine, tanımalarına, yeni arkadaşlıklar kurmalarına imkan sağlayarak, kişisel ve sosyal gelişimlerine destek olmalarını hedefliyoruz.

* Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımız önümüzdeki aylarda düzenli ve süreli yardım programlarından faydalanan tüm haneleri ziyaret ederek, hem vatandaşları dinleyecek hem de ihtiyaçlarını tespit edecek. Bu tespitlere göre mevcut destek programlarımız gözden geçirilecek, gerekiyorsa genişletecek.

“YAŞLI VE ENGELLİ AYLIKLARI DA BAYRAM ÖNCESİ ÖDENECEK”

* Daha önce açıkladığımız 15 milyar liralık ilave bütçeye sahip ve 12 ay süreyle devam edecek olan Aile Destek Programı’nın ilk ödemesini temmuz ayında yapacağız.

* Tip 1 diyabet hastası 0-14 yaş arası evlatlarımızla ilgili de bir müjdemiz var. Bu teşhisle insülin tedavisi gören çocuklarımızın hayat kalitelerini artırmak amacıyla yaklaşık 11 bin 500 kişiye sürekli glikoz ölçüm cihazı veya ikamesi bir cihaz temin edeceğiz.

* Bir diğer yeni adımımız başarıyla uygulanan yaşlı ve engelli bakım projelerimizi milli bir programa dönüştürmektir. Türkiye genelinde uygulanacak bu programla yaşlı ve engelli vatandaşlarımızın ev temizliğinden kişisel bakımına kadar tüm zaruri ihtiyaçlarını karşılayacağız.

* Halihazırda 496 ilçemizde 32 bin vatandaşımızı kapsayan bu projeyi yeni bir milli programla 60 bin vatandaşımızı da buna dahil edecek şekilde genişletiyoruz. Yaşlı ve engelli aylıkları da bayram öncesi ödenecektir.

ÖĞRETMEN ATAMALARI

* Öğretmen adaylarımız için de bir müjdemiz var. Bu yıl için söz verdiğimiz 20 bin yeni öğretmen ataması ile ilgili süreç önümüzdeki günlerde Milli Eğitim Bakanlığımız tarafından başlatılacaktır. Böylece hükümetlerimiz tarafından atanan öğretmen sayısı 730 binden 750 bine çıkacaktır.

* Bir başka ifadeye ülkemizdeki mevcut 1,2 milyon öğretmenin üçte ikisi bizim dönemlerimizde atanmış oluyor. Yeni atama sürecinin öğretmenlerimize hayırlı olmasını diliyorum.
Bu haber 939 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum