Geyve'den bir Alp-Eren geçti: merhum Nihat Eren hoca

Geyve İmam Hatip Lisesi mezunu Müftü Sabri Demir, merhum Nihat Eren hocayı anlattı.

Geyve'den bir Alp-Eren geçti: merhum Nihat Eren hoca
12 Eylül 2022 - 19:05
Merhum Hafız Nihat EREN hoca hakkında yazılan yazımız onun bütün hayatı ile ilgili değildir. Hayatını Geyve Hırka Köylüleri ve Geyve halkı daha iyi bilir. Biz Hafız Nihat EREN hocanın Geyve'de bir kanaat önderi, bazen bir manevi danışman, psikolog, bir yol gösterici danışman, gençlerin Nihat abisi, kitapçı hafız Nihat EREN’’den şahit olduğumuz kadar yazı yazacağım. Hoca engelli olduğu için evlenemedi dolaysı ile çocukları olmadığı için adı da unutuldu. Arzu ederim ki hakkında bir yazı yazarak bir nebzede olsa hatırlayalım, hatırlananlardan olsun. Geyveli yeni nesil, Nihat EREN hocayı bilmez, belki büyüklerinden duyanlar olsa da çoğunlukla genç nesil bilmez,
Anadolu toprakları nice alimler, erenler, Alp erenler yetiştirmiştir. Eser bırakanlar, eserleri ile hatırlanırken, birçoğu unutulmuştur. Kuruluşu bilinmeyen tarihi Geyve ilçemizde nice Alp-Erenler yetişmiştir. Hafız Nihat EREN hocamız da Geyve’nin yetiştirdiği gönül erlerinden biridir. 
Günümüzde Geyve ilçesi Ayva’sı ile meşhurdur. Belediyemizde Ayva’nın Başkenti Geyve’dir diye festivaller yapmakta ve Türkiye’ye Ayva’yı tanıtmaktadır.
Tarihi Taraklı ilçesini ziyaret ettiğimde Nuruosmaniye Camii Kur’ân Kursu’nda hıfzını tamamlamış, İstanbul’daki çeşitli camilerde müezzin vekilliği, müezzinlik ve imamlık görevlerinde bulunan  Sâim Özel hocaefendinin adını bir caddeye verdiğini gördüğümde; içimden sebep olanlara vefakar Taraklı halkına teşekkür ve dua etmiştim. O zaman ben de dedim ki Geyve’nin yetiştirdiği Alim, Hafız, gönül insanı Nihat EREN hocanın adını da unutulmaması için keşke bir sokağa verilse demiltim. Maalesef bu güne kadar gerçekleşmedi. Geyve halkının da her gün elini öprerek duasını aldığı, kuran öğrendikleri , sohbetlerini dinledikleri, engelli olmasına rağmen ekmeğini aşını kazanarak, kimsesizlerin kimsesi olan herkese maddi ve manevi destek sağlayan bu kıymetli değeri Nihat EREN hocaya da bir vefa gösterekrek adını  bir caddeye vererek unutulmazlar kervanına katacaklarına inanıyorum.
Geyve de doğmuş, yaşamış, engelli olmasına rağmen kimseye muhtaç olmadan hayatını okumaya,okutmaya adayan Geyve sevdalısı, Allah ve peygamber aşığı, Kur’an sevdalısı, hafızı vatan ve millet sevdalısı bir Alp EREN Nihat Hoca ile ilgili bazı hususları kaleme alalım ve hocaya da bir vefa olsun dedim. Bu yazıyı yazmama vesile olan İmam Hatip Lisesinden Edebiyat öğretmenim kıymetli Mehmet AYDOĞAN hocama’ da teşekkür ederim.
Hafız Nihat EREN Geyve ilçesi Hırka köyünde doğar, doğuştan engelli olduğu için babası Ali amca bunlar engelli bunlar, kuran okusunlar diye İstanbul Nuru Osmaniye Kuran kursuna kardeşi hafız Recep EREN ile birlikte giderler. Nuru Osmaniye Kur’an kursunda hafızlık, (SARF ve Nahiv) Arapça ilmini okurlar.
Eğitimlerini İstanbul’da tamamlayan iki kardeş hafız ve alim olarak Geyve’ye dönmüşlerdir. Geyve de Resmi Kur’an Kursu yoktur . Ancak Geyve dindar ve muhafazakâr ilçe olduğu için halk Geyve’den ve köylerden çocuklarını Kur’an öğrenmeleri için Geyve’de evler tutarak veya yakının yanına bırakır gündüzleri kuran dersleri alırlar, yatılı Kur’an kursu olmadığı için çocuklar gündüzleri okurlardı. Kuran dersleri Merkez Camiinde okutulurdu bilahare bu günkü Müftülük sitesinin olduğu yerde,2 katlı eski bir binada Merkez Camii İmam Hatibi Hamdi Efendi dersler verirdi. Hamdi Efendi ‘den sonra Merkez Cami imamı Alaattin ATAR hoca  ders verirdi. Alaattin hocadan sonra da İstanbul’dan gelen Hırkalı hafız kardeşler hafız Nihat EREN hoca ve kardeşi Hafız Recep Hoca Geyvelilere Kur’an dersleri vermeye başlarlar. Hafız Recep EREN setçe köyüne Kur’an okumaya at ile giderken çay’dan geçerken düşer ve engelli olduğu için boğulur ve hakkın rahmetine kavuşur.
Hafız Nihat EREN merkez Camii’nin yanında (küçük kulübe vardı) kitapçı dükkanı açar. Bu kulübede kuran dersleri verir, dini sohbetler yapar, aynı zamanda da dini kitaplar satarak geçimini sağlar.
Bilahare eski Kuran kursunun yerine Müftü Mehmet BAYRAK tarafından İlçe Müftülük sitesi yapılır ve giriş katları dükkanlar ve abdestlik olarak yapılır. Küçük kulübede Kur’an öğreten sohbet eden Nihat hocada artık Müftülük sitesinin giriş katına taşınır, kulübede hizmet veren hoca, geniş ve yeni mekana taşınır, artık mekan geniştir. Daha fazla insan alabilir ve sohbetler daha da bir anlam kazanır. Mekan geniş olduğu için dini kitapların yanında gençlere faydalı olacak kültür kitaplarını da satmaya başlar.
Hafız Nihat EREN hocanın Kur’an eğitimini aldığı İstanbul Nuruosmaniye Kur’an kursu ve hocası Hasan Akkuş hocamızdan da biraz bahsedersek Nihat EREN hocanın ilmi vukufunyetini daha iyi anlarız.
1923-1949 yılları arasında ülkemizde din eğitim ve öğretim hizmeti hemen hemen yok gibidir. O yıllar diyanet hizmetleri ve din eğitimi meselesi çok sıkıntılı olmuştur. Hâfız Hasan Akkuş, bu sıkıntılı koşullar altında dahi İngilizlere tutsak olduğu günlerde Allah’a verdiği sözü unutmamıştır. Bu sözün gereği olarak herhangi bir resmî görev ve ücret karşılığı olmaksızın, hattâ resmî mâkâmların da bilgisi ve izni dışında Nuruosmaniye Camii’nde Kur’an öğretimi çalışmalarını başlatmıştır.
Bir gün Hasan Akkuş, Nuruosmaniye Camii Kayyımhanesi’nde öğrencilerinin derslerini dinlerken, zamanın Diyanet İşleri Başkanı Rıfat Börekçi Hoca ansızın Nuruosmaniye Camii Kayyımhanesi’ne girivermiştir. Hasan Akkuş’un telâşla ayağa kalkarak Hoca’nın eline sarıldığını gören öğrenciler, baskına uğradıklarını sanarak dışarı kaçmak isterler. Hasan Akkuş, talebelerini teskin ederek yerlerine oturtur ve Diyanet İşleri Başkanı Rıfat Börekçi’ye dönerek, “Bak Efendi Hazretleri! Allah’tan korkuyoruz, bu çocukları okutuyoruz. Sizden korkuyoruz, kaçacak yer arıyoruz. Allah rızâsı için buna bir çâre bulun” der. Bunun üzerine Rıfat Börekçi Hoca, Ankara söyleyişiyle, “Hassen Efendi! Ben bir Engürü’ye varayım. Bizim Kemâl ile (Atatürk) bir görüşeyim” der ve Nuruosmaniye Kayyımhanesi’ndeki Kur’ân öğretimini bir süre izler. Ankara’ya döndüğünde de bu sözünü unutmaz.
Diyanet Reisi, Hâfız Hasan Akkuş’un İstanbul ikinci hâfız öğreticiliğine atanmasını sağlar. Akkuş’un gizli Kur’ân öğretimi çalışmaları böylece sona ermiş ve 28 Ekim 1934 tarihinden itibaren Nuruosmaniye Kayyımhanesi’nde de olsa resmî hâfız muallimi olur. 1936 yılında Nuruosmaniye Camii Baş İmam-Hatipliğine atanır.
Hâfız Hasan Akkuş, 1926-1940 yılları arasında, tam 16 yıl Kur’ân öğretimini Nuruosmaniye Kayyımhanesi’nde sürdürmüştür. Öğrencilerini caminin mahfel kısımlarında barındırmıştır. 1940-1950 döneminde, yurdumuzdaki ilk yatılı Kur’ân kursu modelini gerçekleştiren şahıs olmuştur.
Hâfız Hasan Akkuş, kendine has edâ, sadâ ve Kur’ân-ı Kerim okuyuşu ile İstanbul hâfızları arasında ön sıraya çıkanlardan biri, belki de birincisi idi. Ülkemizin en ünlü Kur’ân okuyucuları arasında anılır olmuştur.
1950-1960 dönemi, Hasan Akkuş’un en verimli hizmet yıllarıdır. Bu dönemde öğrencilerinin sayısı yıldan yıla artarak devam etmiştir
27 Mayıs 1960 Askerî Darbesi’nden sonra imamet hizmeti ile Kur’an öğretim hizmetinin aynı kişi tarafından yürütülmesi uygulamasına son verildi. Bu nedenle Hasan Akkuş, imamlık ve hatiplik hizmetini tercih ederek Kur’ân öğreticiliği görevini 18 Temmuz 1960 tarihinde sona erdirdi. Böylece 34 yıllık Kur’ân öğretim hizmeti son buldu.
Yaşı da hayli ilerlemişti. Daha uzun süre Kur’an öğretimi hizmetini yürütemeyecekti. Her gün yüzlerce öğrenci ile uğraşmak çok yorucuydu. Buna rağmen imam-hatiplik görevini bırakmamış, on yıl daha bu görevini sürdürmüşken, 30 Ağustos 1970 tarihinde kendi isteği ile emekliye ayrıldı.

Nihat EREN hocamızın Müdavimleri:
Öncelikle birinci sebep: İmam hatip lisesi öğrencisi olarak okul dışında çoğu zamanımız Nihat hocanın yanında geçerdi, bunun birçok sebebi vardı. Birkaç sebep söyleyecek olursam, öncelikle İmam Hatip lisesinde hocalarımız bizlere kitap okumamızı tavsiye ederlerdi “gerekirse ceketinizi satın kitap alın” diye teşvik ederdi, ben ve  imam hatip öğrencilerinin kitap alma arzusu, hangi kitabı almalıyım? Hangi kitabı alma imkanım var? Nihat hocaya yeni gelen kitaplar var mı gibi sebeplerden dolayı genelde yolumuz her gün Nihat EREN hocanın kitap dükkanına uğrar ve hocayı da ziyaret ederdik.
İkinci sebep; İlçenin eşrafı ve okumuş kesimi genellikle öğretmenler, memurlar, ilçe merkezinde görev yapan din görevlileri her gün zaman buldukça veya Geyve merkezine geldikçe mutlaka Nihat hocaya uğrarlardı. Çünkü her zaman Nihat Hocanın dükkanında bir sohbet olur, sohbetler çoğunlukla İslam dini veya ülkemizi ilgilendiren meselelerde konuşmalar olurdu, 
Nihat Hoca her gelen müşteri ve ziyaretçilerine çay söyler, ikram da bulunurdu.İkramlar için zaman da önemli eğer öğle namazı sonrası veya akşam namazı sonrası ise Nihat Hoca çoğunlukla kendisi için yemek yapar ve sofrasına da orada bulunanlar özellikle de merkezde görev yapan İmam Hatipler iştirak ederdi.
Bu ikram ve yemekten bahsetmişken şu hususu da belirtmek konuyu daha iyi tasvir eder, Geyveli emekli imam hatip Sadettin ARMAĞAN hoca:
“Nihat Hoca çok cömert bir insandı, iyilik sever bir insandı. Geyve’ de din görevlisi olup da Nihat hocanın dükkanında yemeğini yemeyen hoca yoktur.” dedi.
Geyve Müftüsü (merhum) Mehmet BAYRAK hocamız da Nihat hocayı ziyaret eder ve sohbet ederlerdi, özellikle ilçe Vaizi (Merhum Hafız Hüseyin Efendi merkez Camiine hafta içi ve cuma günleri sohbete geldiği zaman mutlaka Nihat hocaya uğrar sohbet ederler ve sonra evine giderdi.
 Zamanın din görevlileri Hafız Mustafa ÇELİK, Hafız Osman KABA, Bünyamin ULU, Hafız Necati Demir Hoca, Yusuf AKÇAY, Hüseyin AY, Muzaffer ÇAY hocalar her gün mutlaka Nihat hocaya uğrarlar, ziyaret ederlerdi.
“Allah Nihat hocayı Kuran öğretmek için yaratmış, birçok Geyveliye Kur’an öğretti, İslam’ı öğretti” dedi.
Nihat hoca bekar ve evi de işyerine yakın olduğu için dükkanını ilk açıp en son kapatan bir esnaftır diyebiliriz. İmam Hatip Lisesinden hocam Mehmet AYDOGAN şu anısını paylaştı: “Yıl 2007. Geyve Osmangazi Ortaokulunda Müdürüm, okulun temizliği nedeni ile gece saat bir sıraları okuldan çıktım. Eve giderken çarşıdan geçiyorum, vakit bayağı geçmiş, herkes işyerini kapatmıştı. Sadece Çiftçi Eczanesi ve bir de Nihat Hocanın dükkânı açıktı. Nihat hoca içeride kitap okuyordu. Selam verdim ve:“nöbetçi eczane var bir de nöbetçi kitapçı dükkânı var” diye espri yaptığını söyledi.”

Nihat EREN hoca iyi bir okuyucuydu:
(Okuma derken camilerde mevlit veya kuran okuyan kastetmiyorum) hafız olduğu için hem manevi yönden Allah’ın kelamını okur hem de unutmamak için ziyaretçilerin azaldığı zaman hemen ezbere kuran cüzlerini okur, takriben günde 3 cüz ezbere Kuran kerim okurdu. Kendisi de en az 3 cüz okuduğunu ifade ederdi.
Nihat EREN hoca satacağı kültür kitaplarını önce kendisi okurdu, kitap neden bahsediyor? Konuları nelerdir? Gençlere faydası nedir? Önce kendisi okur, okuduktan sonra da kitabı alacak olan gençlere: “Bu kitabı okumanı tavsiye ediyorum, bu kitabı okursan, şu konularda bilgi sahibi olacaksın gibi tavsiyelerde bulunurdu.
Nihat EREN hoca Toplumun hali ahvalini okurdu.  Türkiye’nin gündemini okurdu. Nihat hocanın kitapçı dükkânın da her gün Geyve de vuku bulan olaylar, Türkiye de vuku bulan hadiseler değerlendirilir, sohbetler olur. Sohbet dinlemek isteyenler fırsat buldukça Nihat hocanın dükkanına uğrardı. Genellikle bu sohbetlere İmam Hatip Lisesi öğrencileri, öğretmenler, kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan memurlar, din görevlileri, emekliler katılırlardı.
Geyve ilçesine ilçe dışından ilk defa gelen kamu görevlileri önce Nihat hocaya uğrar, ziyaret ederlerdi. Geyve’ye gelmeden tavsiye üzerine Nihat hocayı öğrenmiştir.  Geyve’de Kitapçı Nihat Hoca var, oraya git, sana yardımcı olur, kimin kiralık evi var ise bilir, çevresi geniştir sorar bulur, sana yardımcı olur diye tavsiye ederlermiş. Bu gibi hadiselere bizzat şahit olmuşumdur. Şöyle ki: gelenler kitapçı dükkanına gelir, selam verir ve ben Nihat hocayı arıyorum derler, Nihat hocaya, Nihat hocayı sorarlardı, “Nihat hocamız merhum engelli olduğu için” yabancı ilk geldiğinde Nihat hocamızı görünce bu engelli, bu buranın sahibi olamaz, Herhâlde aradığım Nihat Hoca yerinde değil. vs. gibi düşünürler. Nihat Hoca da aradığın sorduğun kişi benim deyince, mesele anlaşılmış oluyordu.
Nihat Hoca sosyal bir psikolog gibi Geyvelilere de yardımcı olurdu.
Geyve ve köylerde dahil her kesim hocayı tanırlar ve severlerdi. 
Evinde aile sorunu olanlar, Nihat hocaya gelir. Sıkıntılarını anlatır çözüm nasihati alırdı. Oğlu ile gelini kavga eden, komşusu ile küsen, oğlunu kızını evlendirecek olanlar, hasta olanlar, her kesimden sorunu ve problemi olanlar Nihat hocaya uğrar, sıkıntısını anlatır, nasihatini dinler tavsiyelerini alırdı.

Nihat hoca günlük basını takip ederdi:
Her gün bütün gazeteleri alırdı. Özellikle bütün yazarları okur ve okuduktan sonra yazıları, makaleleri keser çekmecesinde de arşivlerdi.

Nihat EREN hoca yardım severdi:
Nihat Hocayı dışarıda bir yabancı görse;” Bu şahıs engelli, buna yardım edeyim.” gibi bir hisse kapılır, ancak Nihat Hoca zekası ve bilgisi ile ticaret yapması nedeni ile de hem maddi ve hem de manevi olarak Geyvelilere yardım ederdi. Özellikle perşembe günleri Geyve’nin pazarı olması nedeni ile dışarıdan yardım toplayanlar gelirdi. Esnafları dolaşarak yardım talep eden muhtaçlar, kitapçı dükkanına da gelir ve elini açardı, yardım talep eden sağlam, Allah bu dilenciye bütün azalarını eksiksiz vermiş, ancak dileniyor. Yardım talep edilen ise, engelli Nihat hocamız. Bu gibi manzarayı gördüğümüzde kendi kendimize: Allah’ım sen ne büyüksün, dilediğine dilediğini verensin. Engelli ancak her gelene yardım eden, Nihat hocamız. Şunu ifa edelim ki Merhum Nihat Hoca engelli hali ile birçok muhtaca yardım etmiştir. Özellikle öğrencilere çok yardım ederdi. Kitabı olmayana kitap, defteri olamayana defter, kalem verirdi

Nihat hoca her sabah eli öpülerek duası alınan bir kanaat önderiydi:
Geyveliler Nihat hocayı bir esnaf olarak bilmesinin yanında eli öpülecek bir büyük, duası alınacak bir kanaat önderi, hoca, hafız olarak görürler. İşine giden esnaf sabah Nihat hocaya selam verir duasını talep ederdi. Askere giden genç elini öper duasını talep ederdi. Evlenen genç gelir elini öper duasını talep ederdi.
Özetle Geyve Hırka köyünde doğup, İstanbul Nuruosmaniye Kur’an kursunda Hafızlık ve dini eğitimini alan, bilahare Geyve’ye gelerek Kur’an kursu hocalığı yapan ve Kitapçı dükkanı açarak esnaf olan, engelli olarak dünyaya gelen, engelsizlere maddi ve manevi olarak destek olan, kimsesizlerin kimsesi olan,  örnek insan, kanaat önderi alim, Hafız Nihat EREN hocamızı genç nesillere tanıtmak için, unutulmaması için( Merhum engelli olduğundan evlenmemiştir)  birkaç cümle de olsa Nihat hocamızın hayatından takdir edilecek ve ibret alınacak bazı kesitler ve hatıralardan örnek vermiş olduk. 
Şunu umuyorum: Geyve Belediyesi; Geyvelilerin gönüllerinde iz bırakan örnek insan Nihat EREN hocamızın adını bir mekana veya caddeye vererek hatırlamamızı sağlar diye temenni ediyorum. 
Başta Merhum Hafız Nihat EREN ve yukarıda adlarından bahsettiğim Müftü, Vaiz ve İmam Hatiplerden rahmeti rahmana kavuşanlara Mevla’dan rahmet diliyorum
              Sabri DEMİR
                     Müftü
   (Geyve İmam Hatip Lisesi Mezunu)
Bu haber 5595 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 7 Yorum
  • geyveli Aahmet
    1 yıl önce
    Allah rahmet eylesin. mekanı cennet olsun.
  • Fatih Yıldırım
    1 yıl önce
    Nihat hocamızın isminin en kısa zamanda bir cadde veya bir mekana verilmesi çok isabetli bir karar olur...yetkili kişiler inşallah bu konuda duyarlı olurlar...
  • ahmet
    1 yıl önce
    Allah rahmet eylesin. güzel insandı.
  • Adem aman
    1 yıl önce
    Allah mekanını cennet eylesin çok muhteşem bir insandı çok ekmeğini yedik suyunu içtik
  • İmam Hatip mezunları
    1 yıl önce
    mekanı cennet olsun, Gerçekten Geyve'nin gönül insanıydı. Geyveli vefalıdır. Unutmaz. Nihat hocamızı unuturmuyuz. Yazıyı okuyunca duygulandık. Allah cümle geçmişlerimize rahmet eylesin. müftü sabri bey çok teşekkürler.
  • MUZAFFER UYSAL
    1 yıl önce
    Geyvenin kaybettiği MANEVİ DEĞ..Geyvenin kaybettiği MANEVİ DEĞERİNİ gündeme getirip bizlere hatırlattığı için Sayın Sabri Demir kardeşimize bu inceliğinden dolayı teşekkur ederim. Nihat Eren hocamıza sadece hafız olmasından değil iyi, tutarlı ve örnek davranışlarından, feyz aldığımız, bizim kuşağın yetişmesinde çok emekleri olduğu için her zaman minnetarız. ALLAH MEKANINI CENNET MAKAMINI AL-İ RUHUNU ŞAD EYLESİN Haberi hazırlayan arkadaşların emeklerine teşekkür ederim.
  • Geyveli54
    1 yıl önce
    Geyve nin ALP- ERENİ mekanın cennet olsun. Gercekten çok anlamlı bir yazı.Okuyunca bizi tarihe götürdü. emegi gecenlere cok teşekkür ederim. güzel insan mekanın cennet olsun.