Geyve Kokar Bütün Salatalıklar

Cazim Gürbüz, Nikolay'ın Av Köşkü adlı hikaye kitabında konusu Geyve'de geçen Çanakkale Savaşı dönemini anlatıyor.

Geyve Kokar Bütün Salatalıklar
18 Mart 2021 - 20:47

Gürbüz, Anadolu'dan Çanakkale'ye savaşa giden askerlerin Geyve'de yaşadığı olayları akıcı bir anlatımla gözler önüne seriyor.


İşte Cazim Gürbüz'ün Nikolay'ın Av Köşkü adlı hikaye kitabından

Geyve Kokar Bütün Salatalıklar, Çanakkale Kokar, Seferberlik Kokar…

Demirözü’nde evin yakınındaki o bahçeye her yıl, ama her yıl, bir evlek salatalık ekermiş dedem. Olmaya başlayınca salatalıklar, her gün seher vaktinde varırmış bahçeye; bir salatalık koparır alırmış eline, koklarmış dakikalarca. Dalıp düşünerek, oyalanarak; özenle soyar, tuzlar; azar azar, yavaş yavaş, tadını çıkara çıkara yermiş.

Amcam da takip edermiş dedemi. Merak edermiş, ama bir türlü sormaya cesaret edemezmiş.

Takip edildiğinin farkındadır dedem. Bir sabah bahçeye yanına çağırır amcamı, anlatmaya başlar:

"Balkan Harbi'nden hasta, Sarıkamış'tan yaralı döndüm oğul. 1915 yılının bahar ayları geçti, yaralarım iyileşti. Savaş devam ediyor bütün hızıyla. Çoğu kötü olan değişik haberler geliyor cephelerden. Bekliyorum ki yeniden çağırsınlar, gideyim, kurtaralım ülkemizi.

Çağırdılar sonunda. Vardık Erzincan'a. Kırk bin asker toplanmış Erzincan Ovası'na. Ana-baba günü.

Hareket emri verildi iki gün sonra. Çanakkale'ye gidiyormuşuz. Sanma ki atla, ya da arabayla. At da yok, araba da. Yayan yani piyade gidilecek.

Git git bitmiyor yol. Birkaç gün sonra açlık ve kıtlık başladı. Güzergâh üzerindeki köyler ellerinden geleni yapıyorlar ama onlar da perişan ve yoksul. Böyle böyle, yürüye yürüye bir buçuk ay sonra vardık Sakarya-Geyve'ye. Geyve'de henüz sökülme mevsimi gelmemiş bir bostana düştü yolumuz. Asker, gördüğüm en şiddetli hücumu bu tarlaya yaptı. Komutanların uyarıları ve emirleri dinlenmedi bile. Serçavuştum ben, takım kumandanıydım. Takımıma 'yapmayın, etmeyin' diye yarım ağızla uyarıda bulundum. Görevimdi bu. Ama asker; aç, sefil ve perişandı. Bir yandan emir verirken, bir yandan da tarlaya girmeleri için kaş, göz ve elimle işaret ediyordum. Kendim girmedim tarlaya, ama istedim ki asker doyursun doyurabildiği kadar karnını. Beş dakika içinde o tarla, şu avucumun içi gibi dümdüz oldu. 'Açlık Hücumu' bittikten sonra girdim tarlaya; baktım, yerde ufacık bir salatalık duruyor. Kimseye sezdirmeden eğildim, almak istedim. Salatalık un-ufak oldu parmaklarımın arasında. Çoktandır koparıldığı için kupkuru olmuş yaz güneşinde. Önce uzun uzun kokladım un-ufak tozlarını, sonra hiç yoktansa deyip, o avucumu bile doldurmayan salatalık tozunu atıverdim ağzıma. İşte oğul, her seher vaktinde buraya gelişimin sebebi, Geyve'deki o kurumuş salatalıktır. O gün bugündür; Geyve kokar, Çanakkale kokar, seferberlik kokar bütün salatalıklar."


Bu haber 1337 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum