Timur Selçuk'u kaybettik! 

Timur Selçuk'u kaybettik! Türkiye bugün yetiştirdiği büyük sanatçılardan birini kaybetti. Müziği zamanın ötesine taşıyan adam Timur Selçuk öldü. Arkasında İspanyol Meyhanesi ve hala çözülememiş bir Ekonomi Bilmecesi bırakarak...

Timur Selçuk'u kaybettik! 
06 Kasım 2020 - 15:18
Timur Selçuk: Bir süre sonra benim ne yaptığım netleşecek inşallah o zaman ben hayatta olurum

Türkiye bugün büyük bir müzik adamı Timur Selçuk'u (74) kaybetti. Müziğinde sanatsal kaliteyi popüler olmanın önüne koyan, zamanının hep ötesinde işler yapan ve müzikteki tarzını anlamayanlar için, “Bir süre sonra benim ne yaptığım netleşecek inşallah o netleştiği zaman ben hala hayatta olurum” diyen büyük usta kurduğu sanat merkezi ile pek çok gencin de yetişmesine ön ayak oldu.

II. Dünya Savaşı'ının hemen sonrasında 1946 yılının İstanbul'un'da doğan Timur Selçuk'un yapacağı meslek büyük ihtimalle anne karnından çıktığı an belliydi. Zira babası bir Türk Sanat Müziği efsanesi olan Münir Nurettin Selçuk'tu.

Galatasaray Lisesi'ne başlayan eş zamanlı olarak da daha sonra İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı olarak anılacak Belediye Konservatuarı'nda okuyan genç Timur Selçuk bu okulda solfej, armoni ve piyano dersleri aldı.

Ardından 18 yaşında ‘ışıklar şehri' Paris'in yolunu tutarak “Ecole Normale de Musique de Paris” müzik okuluna girdi. Bu okulda piano, orkestra şefliği, ve bestecilik alanında kendini geliştirme imkanı buldu.

19 yaşından başlayarak Ümit Yaşar, Faruk Nafiz, gibi şairlerin eserlerini besteledi. İlk plağını 1967 yılında doldurdu.

Ardından Türkiye'de Orhan Veli, Nazım Hikmet, Attila İlhan'ın şiirlerinden bestelediği şarkılarını pianosu eşliğinde seslendirerek dizi konserler başlattı.

1977'de “İstanbul Oda Orkestrasını” kurdu. Bu toplulukla, tümüyle özgün kendi bestelerinin yanı sıra, geleneksel müziklerimizden seçilmiş örneklerin çok sesli yorumlarını gerçekleştirdi.

1977'de “Çağdaş Müzik Merkezi” adıyla kendi müzik eğitimi merkezinde öğrenci yetiştirmeye başladı.

Amerika, Rusya, İngiltere, Fransa, Almanya, Belçika, Hollanda, İsveç, Polonya, Bulgaristan, İspanya gibi ülkelerde orkestra şefi ve ses sanatçısı olarak verdiği konserler büyük ilgi gördü.

‘HERKESTEN ÖNCE NE YAPTIĞIMI BEN BİLİYORUM’
Selçuk'un 1992 yılında BBC'ye verdiği bir röportaj sanata bakış açısını son derece net anlatıyor. Sanat hayatında ilkelerinden taviz vermediğini daha çok plak veya kaset satışı yapmak yerine sanatta doğru bildiğini yapmaktan çekinmediğini vurgulayan Selçuk, “Benim Türkiye'de çalışmalarım halkın biraz fazlaca ilerisinde oldu. Çok sesli müziğe yatkın olanlar kavrayabildi. İlk çıkan plaklarım ilk çıkan bir sanatçıya gösterilen ilgiden ötürü daha fazla sattı. Bugünkü grafiğimizde bu satış rakamları diğer sanatçıların yanında küçük kalıyor. Hafif müzik sınırları içine kitlenmiş bir besteci değilim. Ben hızlı koşan biriyim. Çıtayı yükseğe koyarım. Yaptıklarımı yaptığım an halk anlasın diye bir endişem yok” ifadelerini kullanıyor.

Yurt dışında verdiği konserlerde kendisini ve müziğini kavrayan bir kitle ile buluştuğunu anlatan Selçuk, “Yurt dışındaki konserlerimizde müzikten anlayanların yaklaşımı olumlu oluyor. Ben bunun böyle olacağını biliyorum. Herkesten önce ne yaptığımı ben biliyorum” diyerek müziğine olan güvenini vurguluyor ve daha sonra şu vurucu cümleyi söylüyor: Bir süre sonra benim ne yaptığım netleşecek inşallah o netleştiği zaman ben hala hayatta olurum.

Türkiye'de çok satan eserler ile sanat yönü ağırlıklı olan eserlerin belli bir denge içinde olmadığını anlatan usta müzisyen, “Batıda genelde çok satan parçalarda o ülkede kaliteli eserlerin ve sanatçıların kendi içinde bir dengesi vardır. Tüketime yönelik müzik eserleri ve sanatsal eserler belli bir dengededir. Türkiye'de bu denge henüz oturmuş değil. Burada görev çok satan arkadaşlarımızın bu konuyu doğru irdelemeleri ve bu satışların arkasına sığınmamaları çünkü bunun denge bozukluğu yoz müziklere doğru dönebilir.

Selçuk eserlerinde belli bir sanat seviyesini tutturmayı ne kadar önemsediyse toplumsal sorunlara değinmekten de bir o kadar geri durmadı. Türkiye'nin ekonomik kriz yıllarında bestelediği (1980) Ekonomi Bilmecesi isimli eser belki de bugün hala güncelliğini koruyor.

Ekonomi Bilmecesi şarkı sözleri:

Ekonomi tıkırında
Kriz var bunalım var
Ekonomi tıkırında

İşveren zor durumda
İsçiyi bağrına basar
Reva mı bu efendim
Bunalım bundan doğar

Demek ki ne yapmalı
Paradan at bir sıfır
Artsın öyle fiyatlar
İsçi fazla at gitsin

İşsizlik pahalılık
Konjonktür enflasyon
Milletçe fedakarlık
Kriz bunalım derken
Bilançoya bir baktık:
Bu yıl iki misli kar
Hayret su işe bak sen
Nerden geldi bu karlar
Kime gitti bu karlar

Aman kimse sormasın
Kim kazandı bu işten
Aman kimse duymasın…
Bu haber 1720 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum