Uğur Balkuv'dan Bilgilendirme

Geyve'de 1000 kişiye istihdam sağlayan Uğur Balkuv tekstil fabrikasından bilgilendirme toplantısı. Geyve İlçesinde faaliyet gösteren " Uğur Balkuv Triko San. ve Tic. A.Ş. / Yet-kin Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş.- Geyve Yönetimi Gültekin Sosyal Tesisinde bilgilendirme toplantısı düzenledi.

Uğur Balkuv'dan Bilgilendirme
19 Ocak 2024 - 18:51
Düzenlenen toplantıya; Uğur Balkuv Triko San. ve Tic. A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı-Sahibi M. Uğur Balkuv, Geyve eski Belediye Başkanı Atilla Zeytinoğlu, Geyve Muhtarlar Derneği Başkanı Abdullah Şenel, Geyve Kent Konseyi Başkanı Adem Arıcan, mahalle muhtarları, tüm fabrika çalışanları ve Geyveli bazı esnaflar katıldı. 

Uğur Balkuv Triko San. ve Tic. A.Ş. / Yet-kin Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş. Yön. Kur. Bşk. ve Sahibi M. Uğur Balkuv toplantının sebebini açıklayan bir konuşma yaptı. Kuruluşundan bugüne kadar yaşanılan sorunlar ile ilgili olarak çalışanlarına ve konuklarına bilgiler verdi. 

Uğur Balkuv konuşmasında özetle şunları söyledi:
 
"Bizler, 2018’den beri bilmeden yasaları çiğneyerek üretim yapmışız. Şu anda karşınızda ceza davasında yargılanan ve savcının da suçlu bulduğu bir işveren var. Ben ve Ayhan Bey İlçenin Şehir Stadını farkında olmadan işgal etmişiz. Bizim Fabrikaya girerken geçtiğimiz o yol Gençlik ve Spor Bakanlığının arsası içindeymiş ve sizi soktuğumuz için işgalciyiz. Suçumuz sabit görülürse mahkeme tarafından suçlu bulunacağız. 

Şöyle bir başa gelelim… Ben buraya sıklıkla gelmem. Beni burada görme sebebiniz fabrikayı gezmemdir. Toplantı yapmaya da gelmem arkadaşlara moral vermeye gelirim. İş toplantısı yapmaya da gelmem. Bizi unuttu demesinler diye 2 ayda bir gelir çalışanlarımı görürüm. 

Ülkemiz son 4-5 senedir zor dönemler geçirdi, böyle bir şirketi yönetmek, bu işleri bu devirde yürütebilmek çok zorlaştı. İkitellide’de bir yer yaptım İstanbul içi olmasına rağmen oraya da 3 ayda bir gidiyorum. Size soruyorum madem beni % 70 den fazlanız 2’den fazla gördünüz, genelde hoş bir tabir değildir ama siz patronunuzu nasıl bilirsiniz? “İyi biliriz.” Peki patronunuzun size bilerek isteyerek bir yanlış yapacağını düşünüyor musunuz? “Hayır.” Memnun musunuz benden? “Evet” Ama Geyve’nin kamusu benden memnun değil. Geyve’nin siyaseti benden memnun değil. Bana git diyorlar. Girme fabrikaya, çalıştırma bu insanları diyorlar. Ben şimdi fabrikaya çalışanlarımı işçilerimi sokuyorum diye, insanlar suç işliyorsun diyor bana. Benim hayatımda olsa olsa 3 tane trafik cezam vardır onları da Geyve’ye gelirken yemişimdir. Benim başka cezam yok ki ben şimdi sabıkalı olacağım. Ben şimdi Kuran-ı Kerimi getirdim, Kuranı kerim üzerine yemin ederek 1997’den beri yaşadıklarımı anlatacağım. Bu mukaddes kitabı 3 kere öperek söylediğim her şeyin doğru olduğuna yemin ediyorum. Bu anlatacaklarıma itirazı olan varsa çıksın itiraz etsin. Burada neden sayın başkanımı çağırdım çünkü şahittir, niye Abdullah Şenel’i çağırdım, bazı şeylere şahittir. 

Şimdi başa geliyorum. 1997’de geldim Geyve’ye. O dönemin belediye başkanı dedi ki illa buraya yatırım yap. Pamukova, Sakarya, Hendek’e gittik. Topladı Milli eğitimi, ilçe eğitimi. Şöyle okulumuz böyle potansiyelimiz var dedi. Peki yapalım dedim. O yıllarda trikoculuğu Anadolu’da İstanbul’dan gidip başaran olmadığı gibi Anadolu’da olup kendi ilinde başaran da yok. Mümkün değil dediler, deneyen herkes başaramamış, kapamış fabrikayı dönmüş. Hayatım boyunca kolay işleri sevmedim, kolay para kazanmak nedir bilmem ben. Çalışanıma çalış diyorsam onun sırtından ter akacaksa benim sırtımdan kan çıkacak diyen bir patronum. Benden fazla hiçbir çalışanım olmamıştır hiç. Çalışan çok çalışanım var ancak vicdanım rahat etsin diye ben daha çok çalışırım. 

Biz bu işe girdik. İki tane parsel aldık. Biri mevcut ana fabrikamızın girişi olan parsel, 17.5 dönüm. Bir de şu an da yeni inşaat yaptığımız 35 dönümlük parsel. Yanımda meslektaşım Salih Triko'yu da getirdik adam zarar etti sattı gitti. O 35 dönümlük arsaya inşaat yapacağız, projeler çizildi tapuyu aldık gidip belediyeye müracaat ettik ancak inşaat ruhsatı verilemeyeceğini söylediler. Tapuda koruma bandı olduğu ve şerh düşüldüğü söylendi. 6 ay önce aldık böyle bir koruma bandı yoktu dedik, koymuşlar biz bilmiyoruz dendi. Bir baktık, Coşkunlar Havai Fişek bizim fabrikanın içine koruma bandı koydurmuş. Arsanın 3/4'ü hatta tamamı gitmiş neredeyse bizim yeni parsele dahi dokunuyor. Salih Bey de koruma bandı içinde inşaata başlamış, ruhsatsız şekilde. 

Nasıl oldu bu iş?
Eski Belediye Başkanı Mehmet Kır, usulsüz işlem ile geçmiş tarihli adamlarla kira kontratını yaparak bunu İçişleri Bakanlığına, Bayındırlık Bakanlığına verip bizim arsaya koruma bandı koydur bunu da tapuya işlet. Usulsüz işlem. Tapudaki de usulsüz işlem yapmış. Eski tarihlerde yapılan noter onayı da olmayan bir kontrat. Gel buraya yatırım yap diyen adam el altından gidip koruma bandını bizim fabrika yapacağımız arsaya koyduruyor. Bunu düzeltmek zaman alır deyip diğer parselden inşaat ruhsatını almak için başvurduk. Bu seferde şehir stadını bizim arsanın içine kondurmuşlar. Belediye Başkanı Stadı biz çekeriz ancak parayı siz ödersiniz dedi. Müteahhit Abdullah Şenel’dir. Doğru mu ? Doğru. Belediyenin söylediği sınıra Abdullah Şenel çekti. Çekilen sınırda İlçe Spor Müdürlüğü’nün terk etmesi gereken kadastral yolun dibine kadar çekildi. Aranızdaki yerde yol dedi. 

Sonrasında çalışılmaya başlandı. Fabrikaya girilecek yolumuz yok ve koruma bandı usulsüzlüğünü çözmek için o dönemin Bayındırlık Bakanlığından randevu aldık. Karayolları 1. Bölge müdürü ile bakan görüştü ve protokolle yolu açabileceklerini söylediler, Belediye ile protokol yaptılar ve yol açıldı. Kanalın yanındaki stat yolunu, stada ve fabrikaya kadar karayolları belediye ile protokol yaparak açmış oldu. Tekrar seçim oldu. Mehmet Kır yine seçimleri kazandı. Bu sefer Fabrikaya denetçiler gönderildi. Ellerinde metreler fabrikayı ölçüyorlar fazladan yapılan bir inşaat var mı diye. Bir ceza kestiler İstanbul metrekare değerleri üzerinden. Neden? Seçim döneminde ağırlıklı olarak bayan çalıştırdığımız fabrikaya işsiz güçsüz adamları işe almadık diye… Seçim meydanlarında ise "Ben getirdim ben gönderirim" dedi benim için. 

Geyve’de derin devlet biter mi? Derin Geyve. Bunlarda yetmedi Mehmet Kır’a, şirket içinde örgütlenmeye çalıştı. İçeriye adam sızdırıp çalışanların huzur ve sükununu bozdu. Durum böyle olunca ayrı bir şirket olan örgü, tasnif bölümünü taşımak zorunda kaldım İstanbul’a. Mehmet Kır ise biz yaptık sen yapma dedi. 2006 yılında 400 kişiye çıkan fabrikayı 100’ün altına düşürdüm. Makinaları İstanbul’a taşıdım. Çok çalıştık tüm işçilerle tekrar bugünlere geldik şimdi bize gelmiş git diyorlar. Bu Fabrika benim değil Geyve’nin, Geyvelilerin. Bu başarının Türkiye’de başka bir örneği yoktur. Tüm çalışanlar Geyvelidir, Geyve köylerinden ve az da olsa Pamukova’dandır. Her ay 25-30 Milyon TL giriyor Geyve’ye, bu sayede insanların refah seviyesi yükseldi. 

2015 yılına geldik. 2000 yılından 2015 yılına kadar hiçbir sorun yokken nasıl oluyorsa sihirli bir el tarafından 2015’te gelen ilçe spor müdürü, gelir gelmez ilk işi olarak o dönemin Kaymakamına şikâyette bulunup belediyenin yaptığı o yol dışında başka yol olmadığı halde sırf insanlar işine gitmek için bu yolu kullandığı için bana ceza davası açtırdılar. 2015 yılında stadın yolunu kullanıyorum diye İl Gençlik Spor Müdürlüğü, ilçe gençlik spor müdürlüğü ve o dönemki ilgili kaymakam dava açmak için tespit yapıp Ayhan Bey’e tutanak imzalatmışlar. 2018 yılında bir daha gelip bir daha tespit yapıp yine Ayhan Bey’e tutanağı imzalatmışlar. Sonra da hem Asliye Hukuk Mahkemesinde hem Asliye Ceza Mahkemesinde önce Ayhan Bey’e dava açmışlar. Benim de bundan haberim yoktu, 2023 yılında ceza davası açıldığından haberim oluyor. Meğerse Ayhan yargılanmış dosya istinaftan dönmüş bu sefer beni de işin içine katmışlar. Ayhan yetmez, Uğur Bey’i de alalım demişler bir daha açmışlar davayı. Suçumuz ne biliyor musunuz? Şu an metruk halde bulunan ilçenin eski şehir stadından fabrikamıza geçmek. Fabrikamıza başka yol var mı geçecek? Bu mecburiyet haline rağmen bir ceza davasında yargılanıyoruz. Ne suçum benim ? 

Ben Geyveli miyim? Ben Girit göçmeniyim. Anne tarafım İzmir' e gelmiş, baba tarafım İstanbul’a gelmiş. Ben İstanbul doğumluyum. Ne işim var benim Geyve’de? Şimdi Samsun ve Kastamonu’ya yatırım yapıyorum. Türkiye’nin en önemli fabrikalarından birini kuruyorum. Belki Cumhurbaşkanımız açacak. Ben Samsun Havzalı mıyım? Ben Kastamonulu muyum? Samsun’daki fabrika düzene girince Samsun Havzalılara bırakacağım Fabrikayı, Kastamonu düzene girince Kastamonululara bırakacağım oradaki fabrikayı. İlla meyve veren ağacı taşlayacak mıyız? Taşlamazsak olmuyor mu bir sefer? İlçe Spor Müdürlüğü o yolu yıllarca gerek müsabaka gerek 23 Nisan etkinliklerinde kullandı. Dönemin kaymakamı ise konuyla hiç ilgilenmedi, kamu yararı olan bir konu olduğu halde ilgisiz davranışlar gösterildi. 900 kişinin çalıştığı, bölge halkının geçimini sağlayarak ilçenin refah seviyesini yükselten bir fabrikanın çalışma faaliyetlerini durdurmak istediler. Bizi kullanmak, kamunun ve siyasetin arka bahçesi yapmak gayretindeler sadece. Özellikle de kamu bu anlamda çok duyarsız kaldı. Stadın terklerini yapmayıp kadastral yollarını kullanıyor diye işgalci konuma sokmaya çalıştılar beni ve bizim o yolları kullanmamızın bir mecburiyet, bir zaruret hali olduğu gerek kamu siyasetinde gerek mahkemelerde dikkate alınmadı. 
Tekrar Geyve’de büyümek için çevreci bir boyahane yapacaktık ancak böyle bir dava olunca durdurduk inşaatı, Samsun’a aldık. Bu fabrikayı Geyvelilere bıraktım onu da Samsunlulara bırakacağım sonra Kastamonu’da yer aldım seneye de oraya başlayacağım, onu da Kastamonululara bırakacağım. Kenevir işini, kenevir sanayisini ülkeme kazandırmaya çalışıyorum. Sloganım ise 5 Milyon dekar, 5 Milyon kişiye dokunuş ve 100 milyar dolarlık bir ekosistem. Geyve’de bu insanlar ne diyor? " 

Yazıklar olsun dedi ve işçilerine seslendi: 
"Bu fabrikanın çalışmasını istiyorsanız, benden ve yöneticilerinizden, şirketten memnunsanız bundan sonra makamları ne olursa olsun bu ufak insanlarla toplanıp siz mücadele edeceksiniz." dedi.
 
Uğur Balkuv çalışanları dayanışma derneğini kuracağını belirten Balkuv, her türlü masrafı prosedürü kendisinin halledeceğini, "Siz çalışanlarım kendinize ve şirketinize sahip çıkın" diyerek çalışanlarına bu fabrikada çalışmak istediği sürece her türlü desteği vereceğini söyledi.
Bu haber 6450 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 1 Yorum
  • Aykut Aral
    3 ay önce
    Amaç ne insanlar işsiz kalsın bize muhtaç olsun mu ? İyi yada kötü oradan rızkını çıkaran insanlar var ve bunlar geyveli kendi halkına düşmanlık yapan siyasilerden kurtulmak dileğiyle..!