Geyve'den geçen "unutulan fayı" hatırlattı!

"Ne söylediysem hepsi çıktı" diyen deprem uzmanı, Geyve'den geçen ve "1000 yıldır unutulan fayı" hatırlattı!

Geyve'den geçen "unutulan fayı" hatırlattı!
19 Ağustos 2025 - 13:26
Ülke genelindeki depremlerle ilgili açıklamalarıyla dikkat çeken Prof. Dr. Şükrü Ersoy, Sakarya'nın Geyve ilçesinden geçen ve neredeyse 1000 yıldır kırılmayan fay hattını işaret etti: "Kuzey Anadolu fayının kuzey kolunu konuşuyoruz, güneyi kimse konuşmuyor. Güney'de de 7'ye varan depremler olabilir".

Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi, YTÜ Doğa Bilimleri Araştırma Merkezi Başkanı Geoteknik uzmanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy, geçtiğimiz günlerde 17 Ağustos 1999 depreminin 26. yıldönümü sebebiyle Kocaeli'de düzenlenen bir söyleşiye katıldı.

Burada 17 Ağustos depremi ve sonraki depremlerde yaşananlar üzerinden değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Şükrü Ersoy; açıklamasının bir bölümünde Kuzey Anadolu Fay Hattında Mudurnu'dan ayrılan ve Geyve, İznik, Gemlik üzerinden Güney Kolunu oluşturan fay hattına dikkat çekti.

Sakarya'nın Geyve ilçesinde en son 1065 yılında, Gemlik'te de 1419 yılında kırıldığı bilinen fay hattının uzun süredir deprem oluşturmaması çok sayıda deprem uzmanı tarafından gündeme getirilerek bölge işaret edilmişti.

Deprem uyarılarının hepsinin gerçekleştiğini ifade eden Prof. Dr. Şükrü Ersoy, "Ne söylediysem hepsi çıktı, biz kahin miyiz? Hayır" diyerek başladığı konuşmasında, Sakarya'dan geçen Kuzey Anadolu Fay Hattı Güney Kolunı işaret ederek şu ifadeleri kullandı:

"Felaketin, senaryonun en kötüsü konuşulur. Marmara'da 7'den büyük bir deprem her an olabilir. Üstelik biz Marmara Denizi'nin içinden geçen Kuzey Anadolu fayının kuzey kolunu konuşuyoruz, güneyi kimse konuşmuyor. Güney'de de 7'ye varan depremler olabilir."

PROF. DR. ŞÜKRÜ ERSOY'UN AÇIKLAMALARINDAN ÖNE ÇIKANLAR ŞU ŞEKİLDE:

"Her küçük depremde bile ne yapacağımızı tartışıyoruz"
Toplumun afet kültüründen yoksun olduğunu belirten Prof. Dr. Şükrü Ersoy, "Her depremden sonra yapılması gerekenleri sık sık konuşuyoruz. Nedeni şu, Türk insanında dayanışma kültürü var ama henüz afet kültürü yok. Afet kültürü olmadığı için her küçük depremde bile ne yapacağımızı tartışıyoruz. Gelecek nesle ne yapacaklarını öğretmeli, yapılarımızı da buna göre güçlendirmeliyiz. Türkiye güçlü bir ülke. Yasalar konusunda çok şey yapıldı. Ama 2023 depremleri, yapılanların yeterli olmadığını gösterdi. Daha dirençli şehirler kurmamız şart" ifadelerine yer verdi.

"Bir binanın sağlamlığından emin olmadan, çök-kapan-tutun hareketi yapmanın anlamı yok"
Batı Anadolu'da depremler olabileceğini ifade eden Prof. Dr. Ersoy, "1970'ten beri Batı Anadolu'da deprem olmuyor. En son Gediz depremi vardı. Balıkesir depremi beklenebilecek bir depremdi. Büyük yıkım olmadı ama metruk binalar yıkıldı ama Sındırgı depremi tek olmayacak bundan sonra da Batı Anadolu'da depremler olabilir. Bir binanın sağlamlığından emin olmadan çök-kapan-tutun hareketi yapmanın anlamı yok. Yönetmeliğe uygun ve kaliteli malzeme kullanılırsa köy evleri bile yıkılmaz" diye konuştu.

"Türkiye'de depremden etkilenmeyecek hiçbir yerleşim alanı yok"
Türkiye'nin her bölgesinin depreme karşı riskli olduğunu ifade eden Prof. Dr. Şükrü Ersoy, "Türkiye'de depremden etkilenmeyecek hiçbir yerleşim alanı yok. Dolayısıyla gelecekte yine büyük depremler meydana gelecek. Birinin çıkıp büyük bir deprem olmayacak demesini beklemek hayal. Yeni depremlere hazırlanmamız gerekiyor. Bu korkulacak bir durum değil. Afet kültürünü geliştirdiğimiz zaman, yapılarımızı güçlü yaptığımız zaman herhangi bir zarar olmayacaktır" ifadelerini kullandı.

"Ne söylediysem hepsi çıktı, biz kahin miyiz?"
Deprem uyarılarının hepsinin gerçekleştiğini ifade eden Prof. Dr. Şükrü Ersoy, "Ne söylediysem hepsi çıktı, biz kahin miyiz? Hayır. Oranın kaç yüzyıldır deprem oluşturmadığı bilinen bir gerçekti. 2023 depremlerine ‘yüzyılın depremi' diyorlar, yanlış. Son bin yılın en önemli yıkımı, dünyanın hiçbir yerinde 11 ili yıkan bir afete müdahale etmek çok kolay değil. Bu bakımdan Türkiye'yi küçümsemeyelim; eksikler yok mu? Binlerce eksik var ama kendi gücümüzü de yok saymayalım. Normal şartlarda Hatay'da, Maraş'ta deprem olsaydı çevre illerden insanlar gelecekti ama oralar da yıkıldı. Ben bu işlerle hâlâ uğraştığımıza inanamıyorum. Biz güçlü bir ülkeyiz, insanlarımız da öyle; biz bu işin üstesinden geliriz. Niye gelemiyoruz, bunu anlamış değilim. Sel yatağına ev yapıyoruz, heyelanın altına ev yapıyoruz, deprem bölgesine ev yapıyoruz; bunların yerleri belli ama bir türlü buna ilişkin yaşam biçimini geliştiremiyoruz. Felaketin, senaryonun en kötüsü konuşulur. Marmara'da 7'den büyük bir deprem her an olabilir. Üstelik biz Marmara Denizi'nin içinden geçen Kuzey Anadolu fayının kuzey kolunu konuşuyoruz, güneyi kimse konuşmuyor. Güney'de de 7'ye varan depremler olabilir" ifadelerini kullandı. (medyabar.com)
Bu haber 326 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum