Siyaset, öfke ve nefret

    Kısa ve öz..
Siyasetçilerin sizde beklediği ve istediği nedir ?
Öfke ve nefret ve hatta kin…
    Siyasetçileri biliriz ki, söylemlerini de biliriz ki; sürekli öfke ve nefret doludur. Bu yüzden sizden sürekli öfke, nefret, kin isterler. 
    Rakibe sonsuz öfke, nefret ve kin; kendi partine sonsuz güven ve bağlılık… 
   Hele hele rakip ve farklı partilere asla tahammül yok ve hatta düşamanlık… Bu sayede kendilerini korumaya aldıklarını sanırlar. Yani sizi her hâlükârda kullanırlar.. Sizin bu fanatikliğiniz sayenizde güç oluşturarak iktidara ulaşmaya çalışırlar..
    Sizi fanatikleştirip güçleri elinde tutmaya çalışırlar… Sizi sloganlar ile fanatikleştirip nefreti pompalarlar… Kardeşi kardeşe düşürürler…

   Sonuçta kazanan kim olur ?
   Sen bir dilim ekmeği evine götürme mücadelesindeyken; senin ekmeğin sürekli zamlanır.. Sürekli yüksek fiyatlarda ezilen sen oluyorsun. 
    Uğruna kavgalar ettiğiniz siyasiler lüks içindeyken siz hala ay sonunu getirme telaşında..

    Peki sizin istediğiniz nedir ?    
    Bir bakmışsınız ki sizin istekleriniz unutulmuş yok sayılmış ve üç kuruşa muhtaç hale gelmişsiniz. İktidar ve yandaşlar sürekli ceplerini doldururken, sizin cebinizdekiler sürekli onlara akmaya başlıyor ve cebinizde bir şey kalmamış…
     Sizin fanatik partizanlığınız ve sağ ya da sol idealizminiz sizi köleleştirmiş. Partizanlığınızdan dolayı bir bakmışsınız elinizdeki ekmek de gitmiş, eve ekmek götüremez hale gelmişsiniz…

Sözün özü:
Aslında hiç bir siyasi parti sizin umduğunuz ölçüde idealiniz değildir.
Sizi düşünmeyen babanızın oğlu da olsa iktidara getirmeyin… Gerekirse her seçimde başka partiyi iktidar edin. Emin olun hiç değişen bir şey olmayacak… 
    Halkı düşünmeyip kendi ceplerini düşünenleri iktidar etmeyin…
Unutmayın "halka vermeyen halktan istemesin" mantığını edinin ki değer göresiniz.. 
     Yok artık "yandaşa ver salkımı, halka kalsın talkımı" demeyi bilmeyiz.. 
Siyasetçinin dini olmaz, dinine imanına bakmayın… Birazda liyakat ve vicdanına bakın.. Din Allah’ındır siyasetçilerin değil…