Ali Çetinkaya

Ali Çetinkaya


Yine başa döndük

03 Şubat 2023 - 17:20

Sar sar sar makara, çöz çöz çöz makara. Bir çocuk oyunu. Aynen onun gibi, sardık sardık, çözdük tekrar başa döndük. Lozan Anlaşması sonucu ekonomik, askeri, siyasi, hatta coğrafi olarak yakamızı kurtardığımız emperyalitlere tekrar yakayı kaptırdık. Bankaların, önemli şirketlerin, stratejik ürünlerin,  kısacası geleceğimizin ya tamamını ya da bir kısmını ortaklıklar, özelleştirmeler, satışlar sonrası emperyalist devletlere ya da onların adamlarına kaptırdık. Yine Osmanlı Devleti’nin son zamanlarındaki gibiyiz. Cumhuriyet’in birikimlerini bir bir kaybettik, kaybediyoruz.Önceleri bize ait ne varsa, en ucuza ulaşabileceğimiz her şey şimdi çok pahalı. Ulaşılması zor hale geldi. Şeker, yağ, tütün, ev, araba, ekmek, et-süt ve ürünleri, tekstil, alkol ve bilcümle  ne kadar yaşam malzemesi varsa Türkler Türkiye’de ulaşamazken, sınır ülkelerin vatandaşları, Bulgaristan’dan, Gürcistan’dan günlük alış verişlere gelip alıp götürüyorlar.

    Tütün mesela. 1881 de borçlarını ödeyemeyen Osmanlı devleti’nden alacaklarını tahsil etmek için ekonomimize el koyan ve DUYUN-U  UMUMİYE,( Genel Borçlar İdaresi)ni kuran emperyalis Avrupa devletleri, büyük gelir kalemlerinden tütün idaresine ve dolayısıyla tütünümüze de el koydular.  Bu amaçla REJİ İdaresini  oluşturdular. Tütün deyip geçmeyin, Osmanlı ekeonomisinin zaman zaman en büyük gelir kalemi olup, ihracatının %20 ila %36 civarında miktarını oluşturuyordu.

    Artık tütün ekme izni, tütün alımı, tütün fiatı, tütünle ilgili ne varsa REJİ İdaresinin elindeydi. Tütünü neredeyse yok fiattan aldığı zamanlar bile oldu.  Reji kolluk kuvvetleri oluşturdu. Cebindeki tabakasında tütün yakaladıkları kişilere bile tütün kaçakçısı muamelesi yaptılar. Üreticiden bir liraya aldıkları tütünü üreticiye on liraya satar oldular. Tütün kaçakçısı diye tabir ettikleri vatandaşlarımıza hapis cezaları, yüklü para cezaları kestiler. Tütün kolcuları ile tütün kaçakçısı diye nitelendirdikleri vatandaşlarımızla girdikleri silahlı mücadelede yaklaşık yirmi iki bin insanımızı öldürdüler.

      Kurtuluş Savaşını kazandıktan sonra düşmandan temizlenen vatan, onların kalıntılarından da bir bir kurtuldu. Telefon- telgraf işletmeleri, liman işletmeleri, madenler, yabancıların elinden bir bir alınarak devletleştirildi. Düyün-u Umimiye’ye son verildi.1925 yılında da  TÜTÜN  REJİ’si satın alınarak devletleştirildi. Adı  TEKEL  olarak değiştirildi.  Daha iki yıl gibi kısa bir sürede  tütün üreticisinin refah seviyesi ikiye katlandı. Beş milyon liraya devletleştirilen Reji, 1927 yılına gelindiğinde  iki yılda 27 milyon kara ulaştı.

   Yabancı tütün simsarları ve içerideki işbirlikçileri tekrar girişimlerde bulunarak tütünden eski kaymaklı kazançların peşine düştüler. Zamanın başbakanı İsmet Paşa  ile görüşerek tekrar Türkiye’de tütün alım-satım sigara fabrikası kurma işletme gibi taleplerini ilettiklerinde, zamanın başbakanı İsmet Paşa’nın TBMM genel kurulunda onlara verdiği cevabi konuşmasında  şöyle diyordu: “ beyler,  ekonomimizde ve milletin hafızasında derin ve acı izler bırakan ve millet hafızasında adeta bir travma oluşturan REJİ İdaresini devletleştirip, TEKEL’e dönüştürdükten sonra henüz daha iki yıl gibi bir sürede  tütün üreticisinin refah seviyesi ikiye katlandı. Tütün  üretimi ve kalitesi arttı. Beş milyona devletleştirilen şirket sadece iki yılda 27 milyon lira kar etti. Durum böyle iken  ne yapmak istiyorsunuz, neyin peşindesiniz?  Bu konuyu bir daha açılmamak üzere kapatıyorum”.

    Gerçekten 1979 yılına kadar bu konuyu açmaya kimse cesaret edemedi. Tütün üreticisi de tütün tüketicisi de uzun yıllar rahat etti. 1979’da  ilk defa kanunu aralayıp bir kenardan bu işe girmeyi başaran yabancılar, yakın geçmişte yerli işbirlikçileri sayesinde TEKEL’i  tekrar tamamını ellerine geçirerek  Türk milleti’nin elinden tütünü de aldılar. Geçen yıl tütün fiat ortalaması kilo başına 36 liraydı. Bir kilo tütünden elli paket sigara oluyor. Sigara paket fiatları 30-40 lira arasında seyrediyor şimdilik. Artık yabancılar eskisinden daha pahalıya, bizim tütünü bize elli katına satıyorlar. Alkol de aynı. Yakında eskisi gibi bir tuz  cenneti olan memleketimizde tuzu da aynı rakamlara alırsak şaşırmayalım. Sar sar sar makara, çöz çöz çöz makara. Yine başa döndük. Cumhuriyet’in ve Atatürk’ün kazandırdıklarını bir bir kaybediyoruz.” Sigaraya ve alkole zam yapıyoruz, hala içiyorlar” gibi gevrek sözlerle de alay eder gibi konuşmaları da işin ikramiyesi.

    Türk Milleti yine bunların üstesinden gelmeye muktedirdir. O günler artık çok uzak değil. Yaşasın Türk Milleti, yaşasın cumhuriyet.

Bu yazı 523 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum