Ali Çetinkaya

Ali Çetinkaya


Düşkün

12 Ağustos 2022 - 10:50

1924 yılının Eylül ayıydı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk “Sonbahar gezileri” olarak bilinen gezi programı kapsamında Trabzon’da iken 13 Eylül günü Erzurum’da büyük bir deprem olduğu haberini aldı. Gezi programını iptal ederek Erzurum’a gitti. Bu ziyaret depremzedeler için büyük bir moral kaynağı olmuştu. Erzurum adeta yerle bir olmuştu. M. Kemal Paşa deprem alanını gezerken depremde eşini, çocuklarını, torunlarını bütün ailesini toprağa vermiş yalın ayak deprem alanında dolaşan yaşlı bir adama rastladı. “Bir isteğiniz var mıdır baba?” diye sordu. Yaşlı adam: “yoktur paşam, bağımsızlığımız vardır ya, cumhuriyetimiz vardır ya o bize yeter “ dedi. Yaşlı adamın duruşu, Anadolu insanının metanetli duruşunun timsaliydi.

     Elbette devletin o günkü imkanları, milletimizin destekleriyle yaralar sarılmaya çalışıldı.

     Y.Ç ve F. Ç.  İsimleri bende saklı. Dört kardeşin büyükleriydi.  Babaları askere gitti. Zorlu bir 18 ay onları bekliyordu. Çalışan yok. Gelir yok. Giderken bir miktar para bıraktı. O da bir-iki ay sonra tükendi. Zaman zaman izine gelip satılacak bir şeylerinden satıp onlara yokluk bildirmemeye çalışsa da yokluk kendini göstermeye başlamıştı. O kış yeni giysiler alamadılar. Zamanın MEB Bakanı o vilayetin milletvekili olduğundan okullara giyecek yardımı yağıyor, adeta ihtiyacı olsun olmasın her öğrenciye kışlık kaban, bot vb. eşyalar dağıtılıyordu. YÇ 5. sınıfta, F.Ç. 4. sınıftaydı. Birbirinden habersiz, ders saati içinde önce Y.Ç’nin öğretmeni bütün sınıfı giydirmek için müdürün nezaretinde giysilerin olduğu odaya götürdüler.  Y.Ç.’ya sıra geldiğinde kabul etmedi. “Biz fakir değiliz ki” cevabını verdi. Israr ettilerse de almadı. Az sonra F.Ç.’nin öğretmeni öğrencilerini getirdi. Giydirme sırası F.Ç.’ye geldiğinde abisinden habersiz o da biz fakir değiliz, kabul edemem cevabını verdi. Ve her ikisi de yardım kabul etmediler. Çünkü onlar İstiklal Savaşı kahramanları Mehmet Çavuş ile Karatepeli Halil’in torununun çocuklarıydılar. Çünkü onların anneleri 25 yıl kömür ocaklarında yer altında kazma kürek çalışarak çocuklarını alın teriyle yetiştirmiş bir emekçinin kızıydı. Her biri yokluk da gördü varlık da gördü. Zor günlerinde bile  “DÜŞKÜN”lük göstermediler.

      Memleketimin her köşesinde böyle onurlu, soylu insanlar elbette mevcut.

      Son yıllarda bakıyorum da 3-5 torba kömüre, birkaç paket makarnaya, oyunu satıp, bir, bazen birden fazla maaşa, kimileri ufaklı büyüklü makamlara ulaşmak için düşkünlük gösterenler. Menfaat uğruna partisini değiştirenler. Cumhurbaşkanına yaranıp, makam, mevki, menfaat elde edebilir miyim? diye cem evi ziyaretinde Atatürk’ün resmi ile Hz. Ali ve Hacı Bektaşi Veli’nin temsili resimlerini yan duvara asanlar. Memleketi düşkünler ülkesi haline getirdiler.

     Gelin canlar, gelin dik duranlar, bir olalım.  Düşkünlük göstermeyenlere bir selam uçuralım.

Ali Çetinkaya

Bu yazı 624 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 1 Yorum