Ali Çetinkaya

Ali Çetinkaya


Son ders, son teneffüs, son zil

22 Haziran 2023 - 13:28

1987 yılının Kasım ayıydı. 60 km. otobüsle geldiğimiz yoldan sonra 20 km. yolu sırt çantalarımızla birlikte yürüyerek vardık Kahramanmaraş Kumarlı Köyü’ne. İlk görev yerimizdi öğretmenlik mesleğinde. Böyle başladı macera.

Daha ilk günlerimizdi okulda. Türkçe dersinde konusu mektup olan bir yazıda İstanbul’daki ağabeyine yazdığı mektupta “vah benim kara yazılarım” cümlesini kuran 4. sınıf öğrencisi bir kız çocuğuna sorduğumda, ağabeyinin başına kötü bir şey mi geldi sorusuna hayır öğretmenim cevabını alınca ben, anladım ki kara yazı Anadolu insanının genlerine kadar işlemiş. Hafızalarda yer yapmış. Bu kara yazıyı silmek için sıvadık kolları.

Sonraları, Kahramanmaraş-Nurhak, Bartın, Sakarya vardı güzergahımızda. Hala çekilmemiş hazan sarısı fotoğraflar, yarım kalmış mısralar, söylenmemiş türküler vardı. O fotoğrafların bazılarını çektik, bazı yarım mısraları tamamladık ve henüz söylenmemiş bazı türküleri söyledik.

Bazen Kaf Dağı’nın ardına gittik çocuklarla, bazen merdivensiz kulede  prensesin saçlarına tutunarak çıktık kuleye. Kurtla kuzunun su içtiği dereye indik el ele, masallarda kurtlar yedi bazen bizi. Hep çocuklar içindi.

Ellerimizde küçük bayraklar, dillerimizde şarkılar hep beraber yürüdük bayram alanlarına çocuklarla. Çabaladık, hiç vazgeçmedik, Atatürk’ün gösterdiği yolda, hiç durmadan yürüdük ant içerek. Başları dik, alınları açık, çağdaş dünyada birer özgür birey olsunlar diye çocuklarımız. Bir ömür uğraştık.

Şu alnımızdaki çizgiler, saçlarımızdaki aklar, göz nuru döküşümüz onlar içindi. Kaç bahar karşıladık, kaç hazan yaşadık, kaç zemheri okul bahçelerinde, sınıflarda.

16 Haziran 2023 Cuma günü karneleri verirken son ders, son zil çaldı bizim için. Artık aktif öğretmenlik hayatımı noktalıyor, emekliye ayrılıyorum. Artık zamanı geldi. Çok sevdiğim öğretmenlik mesleğimden kendi isteğimle emekliye ayrılıyorum. Mutluyum, gururluyum ama bir o kadar da hüzünlüyüm. Nasıl  alışacağım bilemiyorum. Bu kutlu yolda yolumuzun kesiştiği, öğrencilerim, öğretmen arkadaşlarım, öğrenci velilerim, hoşça kalın, sevgiyle kalın.

Arifiye Öğretmen Lisesi’nde altı yıl, ortaokul-lise yatılı okudum. Her şeyimizi devlet karşıladı. Yemek, elbise, ders kitaplarımız, yatacak yerimiz ne varsa devlet, yani milletimiz karşıladı. Bu sayede öğretmen oldum, eğitim uzmanı oldum, yazar oldum. Bu yüzden devlet hep kırmızı çizgim oldu. Devletime, milletime layık olmak için çalıştım çabaladım. Devlete, Cumhuriyete, Atatürk’e karşı hala sorumluluklarım olduğunun bilincindeyim. Artık şafak göründü. 36 yıllık rüya gibi bir hayat. Yaşadığım güzellikleri kimse hayal edemez. Nasıl ayrılacağım bilemiyorum.

Haydi çocuklar, benimle son defa;
Türk’üm, doğruyum, çalışkanım. İlkem, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak. Yurdumu, milletimi, özümden çok sevmektir. Ülküm yükselmek, ileri gitmektir. Ey büyük Atatürk. Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe, durmadan yürüyeceğime, and içerim. Varlığım, Türk varlığına armağan olsun. Ne mutlu TÜRK’üm diyene.

Bu yazı 962 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 2 Yorum
  • MANSUR DEĞİRMENCİ
    9 ay önce
    Benim de sınıf öğretmenim, Ali Çetinkaya hocam yazınızı tüylerim diken diken okudum.. Zaman ne hızlı geçiyor, dönüp ardına baktığında anlıyor insan. Daha dün derslere giriyorduk, hepimiz savrulduk bir yana. Yolunuz açık olsun inşallah hocam. Saygılarımla.
  • Geyve'li Vatansever
    10 ay önce
    Saygıdeğer Öğretmen'im; Sizin gibi, ATATÜRK sevdalıları öğretmenlerimizim önünde saygı ile eğiliyorum. Sevdikleriniz ile birlikte sağlık,huzur,mutluluk dolu nice yıllarınız olsun dileklerimle.