Ali Çetinkaya

Ali Çetinkaya


Su seni çağırıyor

14 Mart 2022 - 08:22

Biraz nostalji yapıp 70 li yıllara  götüreyim siz okuyucuları. Hani şimdilerde bazıları “Z” kuşağı bilmez, siz bilmezsiniz işte o zamanlar şu yoktu, bu böyleydi falan diyor ya bazıları. Biraz anlatayım. “Z” kuşağı da “M”kuş ağıda haberi olsun.

      70 li yıllardı. 12 Eylül 1980 askeri darbesi öncesine kadar, yatılı okulda okuyorduk. Yemekler kalitesiz çıkmağa başlayınca okul idaresine ve MEB e karşı protesto eylemi yapıyorduk. Yani Anayasa’ nın bize verdiği izinsiz gösteri hakkını kullanıyorduk. Daha lise öğrencisi iken.

   Piyasadaki ihtiyaç malzemelerine zam gelse, halk, sendikalar, öğrenciler protesto yürüyüşleri,  gösteriler, mitingler düzenliyordu. Sonuç  alamazlersa, grevler, boykotlar yapılıyordu o zamanlar.

    Haksız bir atama yapılsa, bütün kesimler  ayağa kalkıyor o atamayı iptal edene kadar eylemler devam ediyordu. Bir okul müdürü, bir öğretmen bile isteği dışında bir başka yere tayin edilse, öğrenciler, öğrenci velileri, durumu düzeltene kadar eylemlerini sürdürüyordu. Sağcısı, solcusu bütün kesimler haksızlıklara boyun eğmiyor, eylemini yapabiliyor ve sonuç da alıyordu.

     Mesela, solcu kesim 1 Mayıs ta izin verilmese bile , başta İstanbul Taksim meydanı olmak üzere şehir meydanlarına akın ediyor, gösterilerini, konuşmalarını yapıyordu.

     Elinden bir şeyi alınsa, bir haksızlığa uğrasa halkın büyük kesimleri tepki veriyor, gösteriler, protesto mitingleri yapıp,  bunu bir türlü engelliyordu.

     Gazeteciler istediği haberi yapıyor, yazarlar istediği gibi yazıyor, karikatürisler en yukarıdaki siyasileri çok rahat çizip, eleştiriyordu.

     Şimdilerde bakıyorum da,  memleketin neyi varsa yağmalanırcasına elimizden alınıp, yabancılara, bir kısım küçük azınlığa dağıtılıyor, ses çıkaran yok.

     Mesela, Nazilli Sümerbank Basma Fabrikası satıldı. Bölgenin ekmek kapısıydı. Spordan sanata, sağlıktan, kültüre bütün faaliyetler son buldu.bölge ekonomisi felç oldu.  Ses çıkaran olmadığı gibi, bir kesim de alkışladı bunu.  Şimdi gençlerin yarısı gurbetçi. Başka illerde çalışmaya gidiyor.

    Sonra Sümerbank’ ın kendisi satıldı. Seka kağıt fabrikaları satıldı yerlerine park yapıldı. Kağıdı dışarıdan ithal ediyoruz, yöre insanının iş kapısı kapandı. Şimdi parklarda boş boş gezen insanlar var. Ses çıkaran olmadı.

    TEKEL, dünyanın en önde gelen Türk markalarından biriydi. Dünya markasıydı. Tütüncülük tarımı ve sektörü, dünya devi olmaya aday bir kurumdu.  Satıldı,  kimseden ses çıkmadı.  Şimdi  Amerikan sigarasından başka  sigara  markası yok. On liraya sattığımız tütünü bize paketleyip bin liraya satıyorlar. Osmanlı da REJİ idaresi günlerine geri döndük.

    Türk Telekom  Araplara satıldı, TÜPRAŞ, ERDEMİR, PETKİM gibi dev kuruluşlar satıldı.  Cumhuriyetin birikimleriydi bunlar.  Halkın bir kesiminin alkışları arasında elimizden uçuverirken bunlar, halkın diğer kesimleri de sessizce seyretti.

    Araç Muayene istasyonları satıldı. Elektrik santralleri satıldı.  Elektrik dağıtım şirketleri satıldı, kimseden ses yok.

    Memleketin güzelim yerleri, Ordu Fatsa, Kaz Dağları, Geyve Boğazı  gibi bir çok yerde  maden çıkaracağız ayaklarıyla, taş ocakları açıldı, doğa yok edildi. Maden çıkardıkları yerler de artık toprak zehirli, su zehirli, yaşanması zor yerler haline geldi, yine ses yok.

    Türkiye Demir Çelik İşletmeleri satıldı,  RES yapma maksadıyla ormanlar kesildi, HES yapmak için dereler, nehirler satıldı, kimi yandaşlara peşkeş çekildi, yine ses yok.

    Bankalar  satıldı. Finansbank, Denizbank, Şekerbank, Dışbank, say da say. Borsanın önemli bir kısmı satıldı. Finans sektörü önemli oranda yabancıların eline geçti, kimseden ses yok.

   Sigorta şirketlerimiz satıldı.  Köylere  mahalle dediler, köylerde  mera olarak kullanılan, yada köy tüzel kişiliğine ait ne varsa satıldı. Ses çıkaran olmadı.

   TELSİM satıldı, Gübre Sanayi satıldı, şimdilerde gübre fiatları erişilir yerde değil. Bakalım bu yaz tarım arazilerinin ne kadarı ekilebilecek, mazot fiatları uçtu, ses yok.

    Özel hastanelerin, Şehir hastanelerinin bir kısmı satıldı, gene ses yok. Devletin milletin malı olan oteller, araziler, sosyal tesisler , limanlar, marinalar satıldı, halk seyretti.

    Devletin porselen fabrikası satıldı, ayakkabı fabrikası satıldı, hem de yok fiatına, haraç mezat. Tank Palet fabrikası bedavaya verildi, Katar a. Herkes seyrediyor. Hatta bazıları da alkışlıyor.

    Şimdi sırada zeytinlikler var.  Daha önce bozuk zeytinliklerin imara açılması ile ilgili bir girişim yapılmıştı, şimdi madencilik sahası olarak deniyorlar.  Zeytin kanununa rağmen, hem de bir yönetmelikle. Şimdi bunu başarırlarsa, maden sahası ayaklarına bozacaklar zeytinlikleri, zaten çoğu Ege, Akdeniz ve Marmara sahillerinde. Sonra da maden çıkan yer, toz, duman, zehir, yaşanmaz hale gelecek, maden çıkmayan yerlere villalar kondurup, zenginliklerine zenginlik katacaklar.  Ayçiçeği yağının bile tenekesi olmuş sekizyüz ile bin lira arası. Zeytinyağını  ancak rüyada görürüz herhalde.  Zeytinyağlı yiyemem aman, basma da fistan giyemem aman,  türküsünü  söylemeye hazır olun.  Halkın büyük çoğunluğu hala ses çıkarmıyor.

     Ses çıkmıyor, ses çıkmıyor, ses çıkmıyor.

     Karaya oturmuş gemi gibisin ey halkım,

     Su seni çağırıyor, sen Met- Cezir bekliyorsun.

Bu yazı 736 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum