Ali Çetinkaya

Ali Çetinkaya


Akdeniz'de Vals

10 Ocak 2020 - 21:38

AKDENİZ'DE VALS

      Bir zamanlar Türk Gölü olan Akdeniz'de yeniden bir mücadele. Önce 1974'te Kıbrıs Barış Harekatı ve KKTC nin kurulmasıyla başlayan mücadele, bu gün Akdeniz deki zenginliklerin paylaşımına ortak olma yolunda ilerliyor.

      Barbaros Hayreddin Paşa nın Preveze Deniz zaferiyle Türk gölü haline getirilen ve Piri Reis gibi ünlü denizcilerle Türk'ün egemenliğini perçinlediği Akdeniz de Osmanlı devleti zayıfladıkça bir bir elden çıkan kıyı toprakları kaybedildikçe Akdeniz hakimiyetimiz de elden çıktı.Tunus, Fas, Cezayir, Trablus, Mısır, Lübnan, Filistin, Suriye.

     1974'te  Kıbrıs Barış Harekatıyla tekrar başlattığımız mücadelede bu gün Akdeniz'in zenginliklerini paylaşmak için Türk Deniz Kuvvetleri bölgede. Bizden başka Akdeniz'e kıyısı olmayan ABD, Rusya, İngiltere, gibi ülkelerin yanı sıra, İtalya, Fransa, Yunanistan da oralarda cirit atıyor. Yüzlerce savaş gemisi ve petrol, doğalgaz aramaları tam gaz devam ediyor. Fakat Türkiye Akdeniz'de kıyısı olmasına, Kıbrıs'ta garantör olmasına rağmen oralarda istenmiyor.

        Türkiye de Akdeniz'de olmaya, çıkarlarını korumaya kararlı görünüyor. Akdeniz'deki faaliyetlerini uluslararası arenada perçinlemek maksadıyla Libya ile kıta sahanlığı anlaşması yaparak Akdeniz'deki menfaatlerini, haklarını uluslararası bir anlaşmayla perçinlemiş oldu. Dilerim benzer anlaşmaları Suriye, Lübnan, Mısır ve İsrail ile de yapar da husumet güden Yunanistan'a karşı hem haklarımızı korumuş, hem de bu mücadelede önde oluruz. Bu durum doğal olarak diğer ülkelerin yanısıra en çok da  Yunanistan'ı rahatsız etti. Yunanistan, Türkiye'yi zor durumda bırakmak ve lehimizdeki gelişmeleri baltalamak için bildiği bütün yollara başvuracağı kesin. Bunlardan birini sahneye koymağa hazırlanıyor.

        Sözde Pontus Rum soykırımını Yunan meclisinde kanunlaştırma tehdidini savurdu. Aslında bu işi 1987 de yaptılar. Sadece dünyaya ilan etmediler. 

    Oysa Trabzon Pontus Rum devleti 1461 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedilip Osmanlı Devleti'ne katılmıştır.

    Bölgede kalan kılıç artığı Rumlar orada yaşamaya devam ettiler. Ta ki Lozan Anlaşması'na kadar.

     Lozan müzakerelerinde Yunanistan tarafından Türkiye'deki Rumlarla, Yunanistan'daki Türkler'in mübadelesi önerildi. Çünkü, Kurtuluş Savaşı'nda açık açık Yunan Ordusuna katılan, Türk köylerine baskınlar yapıp Türkleri öldüren, Anadolu'daki bin yıllık barışı bozup kan davalı hale getiren Rumlarla bir arada yaşama imkanı da kalmamıştı aslında. Türk tarafı da mübadeleyi kabul etti.

     Yunanistan'daki Türkler Türkiye'ye, Türkiye'deki Rumlar da Yunanistan'a gönderilecekti. Yunanistan'daki Türkler Batı Trakyadakiler (Gümülcine, Dedeağaç, Sofulu ve İskeçe) hariç Türkiye'ye gönderildi. Türkiye'deki Rumlar da (İstanbul ve Adalarda yaşayanlar hariç) Yunanistan'a gönderildi. Büyük bir Türk şehri olan Selanik'te yaşayan Türkler daha çok Ege ve Marmara bölgesine yerleştirilirken, Türkler'den boşalan Selanik'teki mülklere de Trabzon yöresinden giden Pontus kökenli Rumlar yerleştirildi. Her iki taraf için de zor bir durumdu. Yüzlerce yıldan beri yaşadıkları toprakları, hatıraları, evlerini, mülklerini, yaşadıkları toprakları bırakıp gitmişlerdi.

     Bu acı tablo devletler arası bir anlaşma ile yapıldığı için her iki taraf da sineye çekip, olanları kabullenmek zorunda kaldı. Artık onlar için yeni bir hayat başlamıştır.

      1987 Yılına kadar herşey kabullenilmiş, artık yaralar kabuk bağlamışken, mübadeleyi yaşayan nesil öbür dünyaya göçmüş, yeni kuşak yeni vatanlarında geleceğini kurmağa uğraşırken 7 tane Yunan milletvekili Yunan meclisine bir kanun teklifi verdiler. 19 Mayıs 1919 tarihini Pontus Rumlarına yapılmış bir sözde soykırım olarak kabul edilmesi için. Ve Yunan meclisi bu teklifi kabul edip kanunlaştırdı. Neden 19 Mayıs sorusunun cevabını da, Mustafa Kemal Atatürk'ün Samsun a çıkışını her şeyin nedeni sayıyorlar. Bu tarihten sonra her 19 Mayıs'ta yaptıkları yalan propogandalarla taraftar da bulan bu Türk düşmanları Selanik'te büyük bir gösteri yapıyorlar. Selanik'teki Rumların yanı sıra başka şehirlerden de gelen katılımcılar, Selanik valisi, belediye başkanı, bazı milletvekilleri, bölgenin kilise papazları büyük bir kalabalık oluşturarak ellerinde meşalelerle protesto yürüyüşü yapıyorlar.

      Bu durumdan Türkiye ye mübadele sonucu gelmiş olan Selanik mübadilleri haberdar mıdır? Haberdar olana henüz rastlamadım. Peki Türk halkı haberdar mıdır? Nasıl haberdar olsun, basında tek habere rastlamadım. Halk bir yana, TBMM'deki milletvekillerinin haberi var mı? çoğunun haberi olduğunu sanmıyorum. Selanik'te Türk elçiliği var mı? var. Elçiler, yetkililer bu durumu Türk hükümetlerine bildirmişler midir? Rapor etmeleri gerekirdi. Türkiye Cumhuriyeti bu duruma mukabil etmiş midir? Hayır. Devletler arası ilişkiler mütekabiliyet esasına dayanır. TBMM derhal Selanik soykırımı adı altında bir kanunu TBMM'de görüşülmeli, Yunanlılara gereken cevap, aynı dilden verilmelidir.

Ali ÇETİNKAYA

Bu yazı 1364 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum